Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Fazlullah Esterabadi

Fazlullah EsterabadiCavidan-Name yazarı
Yazar
9.0/10
2 Kişi
11
Okunma
0
Beğeni
714
Görüntülenme

Hakkında

Hurûfîlik fırkasının kurucusu. 740’ta (1340) Hazar denizinin güneydoğusundaki Esterâbâd şehrinde doğdu. Hayatı hakkında bilgi veren en eski kaynaklardan Makrîzî’nin ed-Dürerü’l-ǿukūdi’l-ferîde adlı eserinden naklen Sehâvî onun künyesini Fazlullah Ebü’l-Fazl el-Esterâbâdî el-Acemî şeklinde kaydettikten sonra adının Abdurrahman olduğunu, ancak Seyyid Fazlullah-ı Helâlhor diye tanındığını ve 804’te (1401-1402) öldürüldüğünü söyler (ed-Dav ǿü’l-lâmîǾ, VI, 174). Aynı müellif başka bir yerde ondan Tebrizli diye bahsederek künyesini Fazlullah b. Ebû Muhammed et-Tebrîzî şeklinde verir ve bid’atçı olduğunu bildirir (a.e., VI, 173). İbn Hacer el-Askalânî de muhtemelen Sehâvî’den aldığı bu ikinci rivayeti tekrarlar (İnbâǿü’l-ġumr, V, 46). Kâtib Çelebi Fazlullah’ın Esterâbâd halkından olduğunu belirtirken (Keşfü’ž-žunûn, II, 1132) Bağdatlı İsmâil Paşa onun nisbesini Esterâbâdî, Tebrîzî olarak iki şekilde verir. Rızâ Kulı Hidâyet’e göre Fazlullah aslen Meşhedlidir (Riyażü’l-Ǿârifîn, s. 353). Muhammed Ali Müderris (Reyhânetü’l-edeb, VI, 218) ve Muhammed Ali Terbiyet de (Dânişmendân-ı Azerbaycân, s. 376) onun Meşhedli olduğunu söylemişlerdir. Halbuki Fazlullah’ın Nevmnâme’sinde kendinin Esterâbâdlı olduğunu açıkça bildirdiği kaydedilmektedir (Gölpınarlı, Hurûfîlik Metinleri Kataloğu, s. 4). Halifesi Ali el-A‘lâ da Tevhîdnâme adlı eserinde aynı bilgiyi tekrar ettiğine göre yukarıda adı geçen müelliflerin verdiği farklı bilgi doğru olmasa gerektir. Halifelerinden Mîr Şerif onun seyyid olduğunu söyleyerek şeceresini verir (Beyânü’l-vâķıǾ, vr. 78a vd.). Buna göre babasının adı Bahâeddin Hasan olup soyu yedinci imam Mûsâ el-Kâzım’ın oğlu Seyyid Ca‘fer’e ulaşır. Bazı araştırmacılar, dedesi Muhammed el-Yemânî’nin nisbesinden hareketle, Yemen’in III. (IX.) yüzyılın sonlarından itibaren Bâtınîliğin önemli merkezlerinden biri olduğuna ve dolayısıyla ailenin Bâtınîlik’le ilgisi olabileceğine dikkat çekmişlerdir. Ancak babasının, tarih boyunca Sünnî olma niteliğini koruyan ve bunun için “Dârülmü’minîn” diye anılan Esterâbâd’da kādılkudâtlık görevinde bulunması bu ihtimali zayıflatmaktadır. Fazlullah’ın hayatının ilk dönemi ve öğrenim durumu hakkında Hurûfî kaynaklarında yeterli bilgi yoktur. Halifelerinden Seyyid İshak-ı Esterâbâdî’nin verdiği bilgiye göre on sekiz yaşında iken bir dervişten dinlediği Mevlânâ Celâled-dîn-i Rûmî’nin, “Bekāya sahip olduğun halde ölümden ne endişe ediyorsun / Hudânın nuruna sahipken neden mağarada gizleniyorsun” anlamındaki beytinin gerçek mânasını hocası Kemâleddin’e sormuş, hocası da bunun ancak ibadet, riyazet, aşk ve cezbeyle anlaşılabileceğini söylemişti. Seyyid İshak, Fazlullah’ın 756’da (1355) gördüğü bir rüya ile kendisine rüya yorumu bilgisinin Hz. Peygamber tarafından verildiğini ileri sürer. Bu durumda Fazlullah’ın tasavvufî hayatla ilgisi Seyyid İshak’ın söylediği gibi on sekiz yaşında değil daha önce başlamış olmalıdır. Fazlullah bunun üzerine dünya nimetlerinden vazgeçip kendini ibadete verdi. Üzerindeki pahalı elbiseleri çıkarıp çobanlar gibi keçeden elbiseler giydi. Bir süre dağlarda yaşadı. Daha sonra yaya olarak seyahate çıkmaya karar verip zahmetli bir yolculuktan sonra İsfahan’a ulaştı ve dört ay süreyle buradaki bir kervansarayda kaldı. Gördüğü bir rüya üzerine hac niyetiyle yola çıktı; önce Tebriz’e gitti. Burada Celâyirli Sultan Üveys’in onun sohbetlerine devam ettiği, Fazlullah’ın ona bir derviş külahı verdiği, Vezir Zekeriyyâ ve Sâhibisadr Şeyh Hoca’nın onun dostları arasına katıldığı rivayet edilir. Tebriz’de Esterâbâdlı bir kızla evlendi. Daha sonra Hârizm’e (760/1359), buradan da İsfahan’ın güneyinde bulunan Semîrem’e giderek orada itikâfa çekildi. Bir süre ibadetle meşgul olduktan sonra tekrar yola koyulan Fazlullah rivayete göre, “Ey Fazl, gez ve gör!” diye bir ses duymuş, ardından birden bire karşısında sekizinci imam Ali er-Rızâ’nın belirdiğini görmüştür. Bu olay onun Şîa’ya olan ilgisini arttırdı. Mekke’ye gitmeyi düşünürken bundan vazgeçip Meşhed’e gitmeye karar verdi ve burada bir süre ibadetle meşgul olduktan sonra Mekke’ye gitti. Hac dönüşü Hârizm’e uğradı. Hârizm’de iken bir gece tasavvufta istediği yere gelemediğini düşünerek o gece de fütuhat olmazsa tasavvufî hayattan vazgeçmeye karar verir. Rüyasında kendisini Esterâbâd’daki evinin bahçesinde görür ve burada beklediği fütuhat gerçekleşir. Abdülbaki Gölpınarlı, bir Seyyid Nesîmî divanının içinde bulunan (İÜ Ktp., FY, nr. 448, vr. 114b-115b), Fazlullah’a ait olduğunu söylediği on altı beyitlik mesneviden hareketle Fazlullah’ın “merd-i ma’-nâ, kutb-i âlem” gibi ifadelerle övülen Şeyh Hasan adlı bir bâtınî sûfîye intisap ettiğini, Fazlullah’ı Hurufîliğe yönlendirenin de bu kişi olduğunu ileri sürmüştür. Ancak Hurûfî kaynaklarında böyle bir bilgiye rastlanmamaktadır. Fazlullah daha sonra Hârizm’den ayrılıp önce Horasan’a, oradan da İsfahan’a geçti; Tokcı mahallesi mescidinde ikamet etmeye başladı (772/1370-71). Burada rüyaları yorumlamasıyla tanınan Fazlullah devrinin ünlü âlimlerini çevresinde toplamayı başardı. Âlimler, vezirler, kadılar ve yöneticiler de dahil olmak üzere bütün halk rüyalarını tabir ettirmek için ona gelmeye başladı. Halifesi Seyyid İshak, 774 yılı Ramazan ayında (Mart 1373) Fazlullah’a şer’î hükümleri te’vil etme bilgi ve yetkisinin verildiğini kaydeder.
Tam adı:
Fazlullāh b. Seyyid Bahâiddîn el-Esterâbâdî
Unvan:
Yazar
Doğum:
Esterâbâd, 1340
Ölüm:
1394

Okurlar

11 okur okudu.
9 okur okuyacak.
Reklam

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
"Nereye dönerseniz dönün,Allahın yüzü oradadır"
"Muhakkak ki, ruh büyük bir yaratıştır. Tanrı ondan daha büyük bir şey yaratmamışdır. Ne gök, ne yer, ne dağ, ne de deniz, insan sureti üzerine olan Arş dışında hiç bir şey yaratışta ondan daha büyüklükde değildir..."
Reklam

Yorumlar ve İncelemeler

Tümünü Gör
Henüz kayıt yok