1990 yılında doğdu. Ortaöğrenimini Mehmet Akif Ersoy Anadolu Lisesinde tamamlayarak 2006 yılında Boğaziçi Üniversitesi Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik (PDR) bölümüne yerleşti. Lisans eğitimini takiben, 2011 yılında Yüzüncü Yıl Üniversitesi PDR Ana Bilim dalına araştırma görevlisi olarak atandı. Yüksek lisans eğitimini 2011-2013 yılları arasında tamamladı. 2013-2017 yılları arasında Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Eğitimde Psikolojik Hizmetler Bölümü’ndeki doktora öğreniminin ardından doktor öğretim üyesi oldu. 2022 yılında doçent unvanını aldı.
Yurt içi ve yurt dışı bilimsel dergilerde birçok makalesi yayınlanan ve uluslararası kongrelerde çeşitli bildiriler sunmuş olan araştırmacının çalışma konuları arasında pozitif psikoloji, azim, iyi oluş, mutluluk, yaşamda anlam, şükran duyma, karakter ve değer eğitimi, merhamet, irade eğitimi ve karakter güçleri yer almaktadır.
…uzun vadeli ve sağlıklı ilişkiler kurmanın yollarından biri de cinsel arzuları değil, karşılıklı sevgi ve saygıyı merkeze koymaktır. Sevgi temelli bir ilişki basit cinsel hazlardan uzun sürer.
Cinsel doyum kendi başına bir amaç haline geldiğinde kişi ne olursa olsun onu bir şekilde doyuma ulaştırmanın peşine düşer. Erkeklerde daha yaygın olan bu hissin çoğunlukla en büyük mağduru da kadınlar olmaktadır.
''Allahım!
Bana değiştirebileceğim şeyleri değiştirme cesareti,
değiştiremeyeceğim şeyleri kabullenme erdemi ve
iki durumu birbirinden ayırt edebilecek akıl ve bilgelik ver.''
İradeyi eğitmek, temel psikolojik ihtiyaçların farkında olmak ve bu ihtiyaçları sağlıklı yollarla karşılamayı öğrenmektir. Bu ihtiyaçları yanlış yollarla karşılama girişimlerinin uzun vadede ödettiği bedellerin bilincinde olmaktır.
İnsanlığın sıfır noktasındayız. Yıllardır medeni dünya adına bize öğretilen bütün ezberler yıkıldı. Birleşmiş Milletlerin, Batı Değerlerinin, İslam Dünyasının, Uluslararası Hukukun anlamlı bir varoluş gayeleri kalmadı; hepsi büyük iddialarıyla birlikte iflas etti. Kendi büyük iddialarımızdan da vurulduk. Bugünlerden geriye dünyanın farklı coğrafyalarındaki vicdanlı, duyarlı, hür iradeli insanların cesur duruşları kaldı sadece.
güzel kitaplardan, iyi insanlardan ve anlamlı uğraşlardan güvenli bir sığınma alanı inşa etmeli ve dünyanın gürültüsü, kıyıcılığı ve aldatıcılığı ruhumuzu boğmaya başladığında nefes alabilmek için oraya sığınmalı.
Zaman hiç olmadığı kadar fırtınalı. Savrulmamak için bulabildiğimiz bütün iyi vesilelere tutunmalı: Güvenilir yol arkadaşlarına, güzel kitaplara, anlamlı meşguliyetlere, güzel hayallere, iyi ortamlara, içten dualara...
Kitabı elime ilk aldığımda klasik kişisel gelişim kitaplarından biri olduğunu düşündüm. Her ne kadar tam olarak klasik kişisel gelişim kitaplarından ayrılmasa da onlardan ayrılan bir çok yönü olduğunu belirtmeliyim. Öncelikle yazarın, okurları içi boş ve fazlasıyla şişirilmiş, hiçbir etkisi olmayan sözler söylemektense yetkinlik alanındaki bilgi
Kitabı beğendim. Şöyle ki bu tür kitaplarda "Şunu Başarmanın 10 yolu" ya da "Bunu yapabilmek için şu egzersizleri yap!" gibi önermeler klişeler olur. Bu kitapta yazar aslında her şeyin kişinin kendisinde bittiğini söylüyor ve size bazı hususlarda farkındalık sağlıyor.
İrade'nin neden önemli olduğu, ertelenen anlık hazların uzun vadede insan neler kazandıracağı ve iradeye hakim olamayıp o kısa süreli hazzı gerçekleştirmenin ne gibi kayıplar yaşatacağını örneklerle gösteriyor.
İrade'nin önemi getiri ve götürüleri hakkında size ciddi bir farkındalık sağlıyor ve etrafınızdaki çeldiricilerden bahsediyor ve bu çeldiricileri nasıl bertaraf edeceğiniz konusunda bazı öneriler getiriyor fakat en nihayetinde her yiğidin bir yoğurt yiyişi vardır misali kendi yolunuzu bulmanız gerektiğini salık veriyor. Zaten insanın kendini bilmesi, tanıması ve kendine bazı hususlarda kırmızı çizgiler çizmesi neticesinde bazı alışkanlıklardan kurtulabileceğini gösteriyor. En önemli husus ise geleceğiniz hakkında bir hayal kurmanız, bir amaç edinmeniz gerektiğini vurguluyor ve sizi o kutlu amaçtan döndürecek anlık zevklere, tembelliğe, erteleme hastalığına karşı tavır almanızı öğütlüyor.
Gayet yalın bir dille kaleme alınmış bu eserden bir çok noktada farkındalık kazanıp, yeni bakış açıları edinebilirsiniz.
Keyifli okumalar.
Kitap mı okudum yoksa kitabı not defterine mi çevirdim bilmiyorum. Altını çizdiğim onlarca satır, not aldığım cümleler, durup düşündüğüm bölümlerle dolu bir okuma oldu. Alıştığımız kişisel gelişim kitaplarından değil. Hem sohbet havasında yazılmış hem de bilimsel araştırmalarla zenginleştirilmiş müthiş bir kitap. Kapağında yazan “kısa bir ömre uzun bir hayat sığar cümlesi” kitaplıkta daha fazla bekletmemem gerektiğini hissettirdi. Okudukça iyi ki ertelememişim iyi ki tam ihtiyacım olan zamanda elime almışım dedim. Bu alanda pek çok okuma yaptım. Beni bu kadar etkilemesi cümlelerin hayatın tam içinden olmasıydı. Yazarın bizden biri olduğu hissine vardım. Yani yukarıdan bakan bir anlatıyla; kalk, koş, durma, erken uyu, erken kalk, spor yap gibi komutları yok. Her şeyi sebebiyle beraber açıklaması ve bir temele dayandırması kitabın, uygulanabilir ve hayata geçirilebilir olduğunu hissettiriyor. Bu kitabın size hayat boyunca yol arkadaşlığı yapacağına işaret. İrade konusunda okuma yapmak istiyorsanız gönül rahatlığıyla tavsiyemdir. Umarım yazarın daha fazla kitabını raflarda görmek nasip olur...