28 Aralık tarihinde, Ankara’nın karlı bir gecesinde doğdum. Babasının asker olması nedeniyle küçük yaştan itibaren farklı okullar ve yerler gördüm. Ama kürkçü dükkânı misali dönüp dolaşıp geldiğimiz yer hep Gölcük oldu. İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi (lisans), İstanbul Üniversitesi İnsan Kaynakları (yüksek lisans) ve Ticaret Üniversitesi Halkla İlişkiler (yüksek lisans) mezunuyum. Üniversite sonrası, özel sektörde İnsan Kaynakları ve Halkla İlişkiler alanında yöneticilik yaptım. Yüksek lisans eğitimi sonrası doktora çalışmalarına başladım. İnternet üzerinden çeşitli dergi ve bloglarda yazılar yazdım. Dijital olarak yayınlanan Tuzbiber dergisinde yazar olarak yer aldım. Sekiz yıldır üç ayrı ilde kurduğum kitap okuma kulüpleri ile ilgileniyorum. Kirpi Edebiyat ve Düşün dergisi yazı işleri müdür ve editörlüğü görevini yapıyorum. Derginin dijital hem de basılı çalışmalarını yürütüyorum. Kendi branşımda profesyonel danışmanlık hizmetlerimin yanı sıra edebiyat alanında yazılar yazmakta ve kitap, içerik ve dergi editörlüğü yapmaktayım.
Türkiye’de kadın olmak zor, vah vah deyip geçmek yerine “Ben de varım.” diyenler; sizleri bu etkinliğe davet ediyorum.
“21 Kadın 21 Öykü ile Kadınların Sesi Oluyor…
Kitapta öyküleri ile yer alan yazarlar seçkiden elde edecekleri TÜM GELİRİ BİR KADIN DERNEĞİNE BAĞIŞLAYACAKLAR. Bu şekilde kadınların emeği yine kadınlar için kullanılmış
21 Kadın 21 Öykü
Bir araya gelindiğinde daha güçlü olunabilindiğinin farkında olan 21 kadın, edebiyat dünyasında güçlerini birleştirerek kolektif bir çalışmaya imza attılar.
Edebiyat alanında ilk defa yapılan bu çalışmada kadın gözünden, kadın dilinden kadınlar konu alındı.
#109394640
Canı cehenneme rahat uyuyanın
Kapısını örtenin perdesini çekenin.
Yüreği yalnız kendiyle dolu
Duvarları ancak çarpınca görenin.
Şükrü ERBAŞ
21 Kadın rahat uyuyamamış. Kapısını örtüp perdesini çekmemiş. Yürekleri yalnız kendileriyle dolu değilmiş. Duvarları çarpmadan önce görmüş.
Sonra gördüklerini göstermek için kalemi eline almış. Kalem
Kim Bu Kadınlar??
22 Kadın; hepsi meslek sahibi birçoğu anne ve eş, ayaklarının üzerinde sımsıkı duran bu kadınlar bütün işlerini güçlerini bırakmışlar, yazdıkları öyküleri bir kitapta toplamışlar, birbirinden özgün çizimlerle, alıntılarla derlemişler...
Hem de erkekleri anlatmışlar bize kadın gözünden...kadın naifliği ve sevecenliğiyle...
Erkek olmanın zorluklarından dem vurmuşlar, kırdıkları, kırıldıkları, yaşadıkları, yaşayamadıkları anlatılmış bazen de...
Kadın gözünden erkekleri değil de insanın gözünden başka bir insanı anlatmışlar aslında, olması gerektiği gibi...
Tanıttıkları bu eserin tanıtımında gördüm bu birbirinden harika kadınları.
Kimi kırıldığı için yazmış, kimi yıllardır yazdıklarını sakladığı sandığın kapağını açmış, kimi de ruhunun kapılarını... Böyle anlattılar kendilerini sahnede gözleri dolu dolu çoğu kez, küçük bir kızçocuğu saflığıyla...
Çok mutlu oldum hepsini tanımaktan ve yazdıklarını okumaktan. 21 Kadın 21 Öykü devam etti 22 Kadın 22 Öyküyle ve daha niceleriyle inşallah...
Sevgili Funda, Meyrem, Neşe, Aybüke, Hatice ve diğer güzel kadınlar elinizden kaleminiz eksik olmasın hep yazın, ne olursa olsun yazın... Sevgiyle...
"Kadın kendi başına ne gül goncasıdır ne de diken. Koklamasını bilirsen gül, tutmasını bilmezsen diken olur."
Refik Halit Karay
Kadın var ki; ağlar, konuşur...
Kadın var ki; bağırır, konuşur...
Kadın var ki; haykırır, konuşur...
Kadın var ki; susar, konuşur...
Kadın var ki; yazar konuşur...
Ve bu 21 kadın, gönül seslerini kaleme döküp, 21 ayrı öyküyü bir kitapta toplar ve bu kitap sosyal sorumluluk projesi kapsamına getirilip kız çocuklarına burs sağlanır... Bundan daha