Home
Search
What to Read?
Sign In
Sign Up
Shopping
Explore
Books
Authors
Readers
1000Kitap Android ApplicationFREE – Download from Google Play
1000Kitap iOS ApplicationFREE – Get it from App Store
©2024 · 1000Kitap Web Application · 2.37.17
Gena Showalter
Gena Showalter Reviews
You can find Gena Showalter reviews, Gena Showalter book reviews, Gena Showalter ratings on 1000Kitap.
Genel olarak güzeldi. Aşk fedakarlık ister. Bu kitapta birinci kitaba göre daha çok olay vardı ve o kadar çok yaşandı ki ikili ben ne zaman sevgili oldular hangi olaydan sonra daha iyi oldular anlamadım. Olaylar çok üst üste geldi. Romanda bir oturup doğru düzgün konuşmaya vakitleri olmadı umarım öbür roman bu kadar karışık olmaz. Ama herşeye rağmen iki süperdi. Birbirlerine taban taban zıt iki karalter .Herşeyleriyle hemde görüşlerinden tutun ruhlarına kadar. Ve herşeye rağmen zevkle okudum elden ne gelir bu zamanda güzel yazar bulmak zor hele ki bu türde.
Gena Showalter sevdiğim bir yazar. Bu kitabına nedense önyargılı yaklaştım. Okusam mı acaba diye başladım, kitabın başlarında devam etsem mi diye düşündüm. Ama sayfalar ilerledikçe bırakamadım kitabı. Konu yine harika.. fantastik dünyanın tavan yaptığı bir kitap. Herşey ama herşey var :)
Karekterlerin yaşı çok küçük ( 16 ). Ama konu gerçekten güzel.
“Çok ama çok beğendim”şeklinde değilde “beğendim” şeklinde iyi okurlar diyorum.
Bu seriyi yorumlarına bakarak aldım.. inanılmaz yorumları okuduktan sonra aradım taradım baskı yok daha da merak ettim.. durmadım!! Yılmadım !! ikinci el olarak bulduğumda ( orjinallerinden fazla para vererek ) hemen aldım.. pişmanmıyım değilim..
6 tane ölümsüz savaşçı ( vuuu ) güçlü, yakışıklı ama lanetli .. konu çok güzellll..
ortalama 450 sayfa her kitap , her kitapta tek tek hepsinin laneti ve aşkı bulmasını anlatıyor.. hemen okunuyor güzel ilerliyor ama olaylardan çok kadınların onları reddettmesi sonra bi şekilde onlara çekilmesi, kavuşmaları kavuşmadan başlarına bişi gelmeleri, kavuştuktan sonraki o detaylarr
Bu kitaptaki ölümsüzün laneti kendine acı çektirmesi.. bu beni çok yordu.. sürekli kendini kesmesi gerekiyor ( Allahımmmm çok bohemdi )
Roman genel olarak normaldi. Olaylar duygu geçişleri de iyiydi. Ama ben kadın karakteri bir türlü sevedim. Diğer kadınlara göre bana çok itici geldi. Reys onun için herşeyi yaparken danika salakça triplerde ikilemler yaşıyordu. Reyese karşı bir fedakarlık yapmasını bekledim ama olmadı olamadı. Serinin ikinci kitabına "olaylar çok fazla ne oldu nasıl gelişti kafam karıştı" demiştim ama lucien ne kadar yaralıysa anyada o yaraları sarmaya hevesli, Luciena kendisini ölürdürme verildiğini bilmesine rağmen lucienın peşinden bir an olsun ayrılmadı. Ashlyn maddox için kendini öldürdü, anya Lucien için hayatından anılarından güçlerinden vazgeçti ama danika hiç.Ne kadar sinir olsamda, okumak zorundaydım çünkü serinin diğer kitabından bir şey anlamazdım.
Pandora’nın kutusu açılırsa ve iblisler Dünyaya saçılırsa ne olur.Karanlığın efendileri olur pek tabii.
.
.
Kitap, Olimpos Tanrıları tarafından lanetlenmiş ve her biri vücudunda Pandora’nın kutusundan kaçan bir iblisle yaşamak zorunda kalan Yunan savaşçılarını anlatıyor.Bu kitap da tüm bu karmaşasın sorumlusu ve içinde şiddet iblisini barındıran Maddox’un hikayesi.Diğer lanetli savaşçılarla Budapeşte’de tüm insanlardan izole bir şekilde yaşamayı tercih ediyorlar.O kadar insan içine çıkmıyorlar ki halk’ın çoğu onları melek zannediyor.Bir de esas kızımız Ashlyn var.Küçüklüğünden beri çevresindeki tüm sesleri duyuyor.Aslında o da bir bakıma lanetli sayılır.Gizemli olayları inceleyen bir enstitü tarafından büyütülüyor.Bir gün bu melekleri belki kendisine yardımcı olabilirler diye ziyaret ediyor.Bir bakıyor ki Maddox’un yanında sesler kesilmiş.Sonrası aşk,sonrası ihtiras.Eh bir de Olimposu yöneten Tanrıların yerini alan Titanlar ile gelen kaos.
.
.
Şimdi yalan söylemeyeceğim.İlk yarısını hiç sevmedim kitabın.Çünkü Ashlyn eziğin tekiydi.O kadar saftı ki.İnandırıcılığı yoktu karakterin.Bitse de gitsek dedim açıkcası.200 sayfa okuyorsunuz ama olan bir şey yok.Ama o 200 sayfadan sonra kitabın hem aksiyonu arttı hem de Ashlyn’i biraz daha tanıyınca çok da yadırgamadınız.
.
.
Serinin ilk kitabı hiçbir yerde yok.O yüzden hiç sevmesem de pdf okumak zorunda kaldım.Ve birinci ağızdan aldığım bilgiye göre kalan kitapları da basılmayacakmış.Serinin müdavimleri oturup ağlaşalım gelin.
Serinin ikinci kitabında ölüm iblisi tarafından ele geçirilen lucien ve anarşi tanrıçası anya’yı okuyoruz da iyi ki okuyoruz ya.
Anya bebeğim seni o kadar sevdim ki çok tatlı kızsın. Lucienle o kadar oldunuz ki gerçekten bu seride sanmıyorum sizden daha iyi bi çift olsun.
Lucien ölüm iblisi olduğu için gül kokuyor. Anya’nın lucien’e ÇİÇEK demesi… Anya’nın sürekli çilekli lolipop yediği için lucien’in ona ÇİLEK demesi… ruhumu bıraktım <3
şey çok iyidi ya lucien diğerlerine diyo ki kimse ona dokunmasın. O kadın benim diyor. Anya diyo ki evettt duydunuz kimse bana dokunmasın ben onunum. Bi de şey var Anya lucieni arkadaşıyla tanıştırıyor. Diyo ki william bu lucy. Kendisi benimdir ahahshshjsjs o kadar iyi sahneler var kiiii Anya harikasın ya maşallahx41
Seriyi sevmemin en önemli sebebi +18 olması ahshdhd yok yok şey çiftler ilk sayfada birbirini istemeye başlıyor. Çıldırtmıyor yazar yani. 5.sayfada benim moduna giriyor karakterler ahah bi de fantastiği çok modunda kitabın. Evet çiftlere odaklı seri ama anlattığı hikayede, kurgusu da sağlam.
; 7/10
bu seriyi okumak için her kitap arasına böyle üç, beş ay koyuyorum seri ancak öyle ilerliyor çünkü.. fena. yani aslında bu türü seviyorum hem de aşırı, böyle fantastik, doğaüstü, erotik, canavarlar falan filan ama beni gerçekten bu adamlar ve kadınlar yoruyor.
mesela danika, tamam bende aileme aşırı düşkünüm ille de anam ille de babam ille de kardeşim ama bu kadar da aileci olunmaz ya. bir kere seni annen yaptığın resimlerden dolayı dışlamış mı? baya, baya dışlamış. büyükannen onun yeteneği sana geçti diye seni neredeyse hırsız yerine koymuş mu? koymuş. yani böyle bir aile içinde o kadar drama fazla beybisi. bir de karşında dalyan gibi adam dururken çok, çok fazla.
dalyan gibi adam reyes'e gelecek olursak, yani iki meme için de beş saniyede gördüğün kadına bu kadar hızlı hanımcı olmazsın. koskoca şeytansın azıcık utan. bu serideki admaların bu tavırları beni kıl ediyor, böyle kadını görünce bir anda transa geçip 'benim kadınım' diye saldırmaları sağa sola bende kitabı duvara şak şak vurma istediği uyandırıyor. bir de sanırsın milyar dolarlık yaşantıları boyunca eline kadın eli deymemiş beylerimiz kalkıp kadın karakterle iki üç bir şey yaşayınca türk erkeğine bağlayıp 'sen benimsin' diyip kadın karakteri kısıtlamıyor mu? aklınız varsa gözüme gözükmeyin allahın cezaları!
bunun dışında türüne göre ortalma bir kitaptı. kitapta yine ana karakterler dışında her şeye daha çok ilgi duydum. orta seviyede akıcıydı, okunmasa da olur ama biz bir kere bu türün batağına düşmüşüz ne yapalım..
Kitap tam anlamıyla seriye hız verdi. Hem yeni çıkan karakterler hem de olayların kurgusu diğer kitaplar için heyecan yarattı.
Danika ve Reyes'i ne kadar sevsem de benim kitap boyunca aklımı kurcalayan Paris, Aeron ve en başından beri ısınamadığım Sabin oldu.
Tabi bir de Danika'nın ibleslerin sadece savaşçıların içine yerleştirilmediğine dair söyledikleri var.
Diğer kitapları okumayı heyecanla bekliyorum.
Üç yıl önce set halinde aldığım seri, konusu itibariyle bende inanılmaz bir merak uyandırmıştı. Okumaya başladığımda ise beklediğim o fantastik dünyayı maalesef ki bulamamıştım. Şimdilerde yeniden bir şans vermek istedim ve üç yıl önceye nazaran çok daha fazla sevdiğimi fark ettim. Bunda hem beklentimi düşürmemin hem de fantastik bir kitaptan ziyade romantik bir kitap okuma isteği taşımamın etkisi olsa gerek...
Karakterlerden başlayacak olursak eğer, Lucien tam benim kalemim bir adam. Birbirinden farklı göz renkleri ve yara izleriyle dolu bir vücudu olduğu yetmiyormuş gibi içe dönük ama aynı zamanda tutkulu bir karaktere sahip. Daha ne olsun??? İşin bir ilginç yanı da şu ki; Anya da kendimden çok fazla şey gördüğüm bir karakter oldu. Kadın karakteri kendime benzettiğim, erkek karakter de tam hoşlanacağım bir tip olduğu için sanki yazar beni yazmış, fantastik bir dünyanın kadın kahramanıymışım gibi hissettim ki bunu hayal etmek bile beni çok mutlu etti. Sırf bu sebep bile kitabın kredisini yükseltmeme yetiyor...
Yine de olumsuz yönlerini de söylemem gerek ki o da kurgunun çok kopuk olması. Karakterler arası geçişler ve sahne geçişleri çok belirsiz yazılmış bu yüzden de sık sık "bi saniye, ben şu an ne okuyorum?" oluyorsunuz ve bu da okuma zevkini oldukça düşüren bir durum.
Beklentinizi çok yüksek tutmadan okuyacağınız orta direk bir fantastik romantik arayışı içindeyseniz bir göz atın derim.
7/10