Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Giacomo Bevilacqua

Giacomo BevilacquaKulağımda Dünyanın Sesi yazarı
Yazar
Çizer
8.1/10
47 Kişi
136
Okunma
2
Beğeni
873
Görüntülenme

Giacomo Bevilacqua Sözleri ve Alıntıları

Giacomo Bevilacqua sözleri ve alıntılarını, Giacomo Bevilacqua kitap alıntılarını, Giacomo Bevilacqua en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bakıp da göremiyorsan belki de sorun, kendini gerçekten dinlemiyor olmandır. Dünyanın sesinin kulağında yankılandığına inanırsan eğer, göreceksin.
Metropolitan müzesi Sam'in ilk durağı, en sevdiği sığınağıydı. Ne zaman bir şeyler ters gitse ya da birileriyle konuşmaya ihtiyaç duyduğunu hissetse oraya koşardı. Bana öyle geliyor ki size kendimi tanıtmam için şu andan daha iyi bir zaman olamaz. Merhaba, adım Joan. Fransızım ama memleketim hakkında hatırladığım pek bir şey yok. Buraya, Amerika'ya çok uzun zaman önce geldim. O zamandan beri Metropolitan müzesi benim için gerçek bir yuva oldu diyebiliriz... Ve Sam de, tıpkı benim gibi, burada hiç bıkmadan saatlerini geçirebilirdi. Muhtemelen benden daha az zaman geçirmiştir tabii. Ama sanki burada ihtiyaç duyduğu arkadaşlığı bulmayı başarıyormuş gibiydi. Söyleyemediği, duyamadığı tüm sözcükleri de. Şunu fark ettim, nasıl olduğunu bilmiyorum ama, tüm bunları duyabiliyordum. Sam benimle her şeyi konuşabilirdi, bana her şey hakkında soru sorabilirdi. "Neden benim siyah-beyaz fotoğraflarımın onlarcasında renkli bir kadın duruyor?" Bu şimdiye kadar kendine sorduğu en tuhaf soru olabilirdi. Bunu da çözecekti elbette, sonuçta bu bir meydan okumaydı. Ve genellikle kendinizi bir sorunla karşı karşıya bulduğunuzda yapılacak ilk şey cevap aramaktır.
Reklam
Burası, etrafı suyla çevrili ve ortasından rüzgarın geçtiği bir şehir. Kimi akıntıya karşı yaşar Akışın tersine gider. Kimi de kendini akıntıya bırakır onu sürer. Onu takip eder. Onun mantığını anlar Çoğu insan da onun en derinlerdeki mekanizmalarını kavrar. En saf ruhlar. Ta ki birileri onların sesini duyana kadar. Ben o insanlardan biri olduğuma inanıyorum.
Etrafınızdaki her şey sürekli değişirken siz bir yerde hiç kıpırdamadan duruyorsunuz, bunu nasıl başarıyorsunuz?
…. Şu çok açık; herkes dünyaya kendi tercih ettiği açıdan bakar.
Sayfa 90
Sensiz New York'u göremezdim, Sözcükleri bulamazdım, Bu kitabı yazamazdım, Çalışmayı sürdüremezdim, Öfkemi yenemezdim, Renkleri keşfedemezdim, Kimseye - Evlen benimle - Diyemezdim Ve kimse de bana - Peki, ama şimdi gidip de herkese yetiştirme bunu - Diye cevap veremezdi. İşte bu yüzden bu kitap senin için. Çünkü sen olmasaydın Penceremden Dünyayı hâlâ siyah ve beyazdan ibaret görüyor olacaktım...
Çizgi DüşlerKitabı okudu
Reklam
Ben tüm hislerimi engellerin içine hapsederim. Ve dünyayı onlar aracılığıyla gözlemlerim. Kelime nehirlerinin üzerine sessizlik köprüleri kurarım. Genelde hayata eldivenlerimle dokunarak soğuğu uzaklaştırdım. 20 yıldan fazladır tek bir şarkıyı dinliyorum, bir caz şarkısını. Zamanla değişmeyen tek anı olduğundan basılı kağıt koklarım.
Sayfa 91
Bir projeye başlamadan önce Sam, çekeceği fotoğraf sayısını belirler ve bu sayıya ulaştıktan sonra da hafıza kartını basım için basımevine götürürdü. Böylece çektiği tüm fotoğrafları nihayet basılmış halde tekrar gözden geçirebilirdi. Fotoğrafları ilk defa görüyormuşçasına incelerdi. Hepsine tek tek bakar, kağıdın kokusunu içine çeker ve resimlerin içinde uyandırdığı duyguları dikkatlice dinlerdi. Sonra da bu basılı fotoğrafların her birini kafasında canlandırdıkları ile karşılaştırırdı. Tek bir ana sığdırılmış bir sürü küçük aşk hikayesi... Sam bu anların... Bu aşk hikayelerinin hiçbirini unutmazdı. Asla. En azından o güne kadar öyleydi. O zaman, elindeki fotoğraflarda hatırlayamadığı tüm o anlar nereye kaybolmuştu? Size soruyorum. Biliyor musunuz? Hayır mı? Eh, Sam de bilmiyordu. En azından o an için. Bunları çekerken nereye bakıyordu acaba? Hatırlayamadığı onlarca an, onlarca aşk... Ama neden? Onun aşkı nereye kaybolmuştu ki?
- Hey, burcum ne demiştin? - Gün batımı. - Süper. Benimki de.
Sam'in fotoğraf makinesi son model bir Reflex'ti. Ama Sam değildi. Kendisi daha eski bir nesle aitti. Bir fotoğrafı çektikten sonra ona asla bakmazdı. Kafasının içini karanlık odaymış gibi düşünürdü. Bundan dolayı da gözlerini kapatır ve az önce çektiği fotoğrafı gözünün önüne getirirdi. Fotoğrafı çektiği anı beyninde somutlaştırırdı. O anda gördüğünün ne olduğunu bilirdi, bu yüzden kendisine bir saniye, bir dakika ya da bir saat sonrasını hatırlatacak bir ekrana ihtiyaç duymazdı. O fotoğrafın baskısını hemen, o anda kafasında yapıverirdi. Hafızadan. Ve bu acısından ve daimi mesafe arayışından kısa bir süreliğine kaçtığı tek andı. Kendini akışa bıraktığı, dünyayla bir olduğu yegâne an.
72 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.