Giovanni Sartori sözleri ve alıntılarını, Giovanni Sartori kitap alıntılarını, Giovanni Sartori en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Eğer izleyicilerin seçimleri yerel ve magazin türü haberler üzerinde
yoğunlaşıyorsa; bunun nedeni, haber ağlarının hiçbir şey bilmeyen ve hiçlikle ilgilenen vatandaşlar yaratmasıdır.
Kişinin görüş ayrılığını belirtmesi, oyunu bir partiden diğerine değiştirmesi, yöneticilerini serbestçe seçmesi, kendimiz için neyi istediğimize karar verip bunu ortaya koymamız. Bunların hepsi önemsiz ve anlamsız olarak düşünülebilir. Fakat bunlar önemsizse artık ne demos (halk)ne de kratos (yönetim) sahnede görünmeyecektir.
Başka bir deyişle, bir kanaat, matematiksel bir gerçek değildir. Sonuç olarak, kanaatlerin zayıf ve değişebilir bir nitelik taşıdığını, köklü ve derin kanılara dönüşmeleri halinde kamuoyunu değil, inançları oluşturabileceklerini söylemek mümkündür.
Dijital çağda bizim eylememiz bir
klavye üzerindeki düğmelere basmaya indirgenmiştir. Böylece, gerçekle ve gerçek dünyayla hiçbir gerçek temasta bulunmadan, bir seranın içinde kapalı yaşamaktayız. 'Hiper medyalaşma' bizi, 'kendi' deneyimlerimizden, birinci el, deneyimlerden yoksun bırakarak, ikinci el deneyimlerin kucağına atar. Bunun da ağır sonuçları vardır. Çünkü her birimiz sadece, doğrudan bireysel deneyimlerimizin rol, oynadığı şeyleri, gerçekten anlarız. İçine itildiğimiz ortamda, "kafamızın basmasını", sağlayacak sembolleştirme, konuşma ya da kitap yoktur.
Yapay gerçeklik, ekrandan yansıyan ve sadece ekran görüntülerinde var olan bir gerçek dışılıktır.
Yapaylık ve simülasyonlar, gerçekliğin olanaklarını sonsuz biçimde çoğaltmalarına karşın asla gerçeklik değildir.
Sartori, gerçekliklerin değiştiği yeni dünya düzeninde Homo Sapiens’in (bilen insan) yerini Homo Videns’e (gören insana) bırakmasının kaçınılmaz bir sonuç olarak ortaya çıkacağını düşünmekte; televizyon izleyicisini, sembolleri anlamlandıran ve yorumlayabilen sembolik bir hayvan yerine, gören bir hayvan olarak tasvir etmektedir. Bu insan türü için, görsel olarak betimlenen şeylerin sözel olarak aktarılanlardan daha anlamlı ve değerli bulunduğunu ifade etmektedir.
"...kitlesel medya, toplumda olup bitenler üzerine insanların sahip olduğu enformasyonu arttırır, ancak onların bu verileri eyleme dönüştürmelerini de sonsuza dek yasaklar. Televizyonunuza yanıt verme olanağınız yoktur. Zaten sizden yanıt isteyen de yoktur."
Olayları sadece "görüntüler aracılığı ile tanımak" hiçbir şey anlamamakla eşdeğerdir. Bir görüntü, yerine göre, binlerce sözcükten daha fazla bir anlam ifade edebilir; ancak, milyonlarca görüntünün tek bir kavram bile üretemeyeceği gerçeği de ortadadır.
Dünyada olan bitenden haberi olmayan bir insanın ilgisiz kalması doğal bir sonuçtur. Bir konu hakkında bilgi sahibi olabilmenin, dikkat ve zamandan
oluşan bir maliyeti olduğu ve elde edilen bilginin ancak kitlelere ulaştığı oranda bedelinin ödenebileceğinin bilinmesi gerekir.
Evet, insan iletişimde bulunan bir varlıktır ama ne ile ve kim ile? Boşluk, boşlukla iletişim kurar ve bir video-çocuk ya da kitlesel medyanın içinde çözülmüş bir insan, sadece bir çözeltidir.
Cassirer şöyle açıklıyor:
"İnsan tamamen fiziksel bir evrende değil sembolik bir
evrende de yaşar. Dil, mit, sanat ve din(. .. ) sembolik doku-
yu oluşturan çeşitli bağlardır.
"Fazla ışıktan kör, yoğun iletiden enformasyon oburu olurken, aldatılmış bakışlarımızı çevirdiğimiz gösterinin, uyuma arzusundan başka bir şey ifade etmeyen, modern toplumun gördüğü kötü bir düş olduğunu unuttuk."
Toplumsal ilişkiler yoluyla enformasyon üretilmesi dönemi sona erdi. Üretilen görüntüleri seyrederek enformasyon elde etme ve karşılığında da pasif alımlayan olarak ileti sağanağı altındaki yalıtılmış bireye dönüşmemiz, dilin
iletişime, görmenin de bakmaya indirgenmesi ile başladı. Artık elektronik medyanın dolayımından geçen görsel enformasyonun tüketimi için sadece bakmak yeterli.