Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Goryot Goryoteviç

Goryot GoryoteviçMahalleden Öyküler yazarı
Yazar
6.5/10
12 Kişi
43
Okunma
9
Beğeni
1.002
Görüntülenme

Goryot Goryoteviç Sözleri ve Alıntıları

Goryot Goryoteviç sözleri ve alıntılarını, Goryot Goryoteviç kitap alıntılarını, Goryot Goryoteviç en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Komşumuz Nurten Teyzelerin balkonunun önünden geçiyorum"
Boynumu rahat öpsün diye, Yusuf'un iki bacağının arasına oturdum. Sarıldık, denizi seyrediyoruz. Bir tane karabatak var bir dalıyor, ta nerelerden çıkıyor. Kuş nereden çıkacak diye iddiaya girdik. Ben kazandım. Yusuf ellerini sutyenimin içine koydu. Bende boynumu ona çevirdim. [Altı] Deliler gibi öpüşüyoruz. Bir yandan rüzgâr esiyor. Dudaklarımızın ıslattığı yerlerdeki ıslaklık buz kesiyor. Sonra orayı da ısıtıyoruz. İkimiz de işi ektik bugün. Varsın maaştan kessinler. Memelerim balon gibi şişti. İki de bir etrafa bakıyorum birileri görecek diye.
Sayfa 179Kitabı okudu
Alüminyum güğüm, kapının eşiğindeki piknik tüp üzerinde kaynıyordu. Sanırım adam duş alsın diyeydi. Adam kızı kanepede ters çevirip at kuyruk saçları kavradığı esnada, ben camdan geri çekildim. Bir baktım kuş yerde yuvarlanıyor. Kanadından vurmuşum, hemen yakaladım. O sevinçle olanları daha da izlemeden aşağı indim, arkadaşlarım da beni bekliyordu.
Reklam
Hiç sesimi çıkarmadım, kılımı bile kıpırdatmadım, zaten parktayız biri görür ayıp olur diye düşünüyordum. Fakat abla boynumda nefes alıp vererek beni; gâh çıkartıyordu gökyüzüne, âlemi seyrediyordum. Gâh indiriyordu yeryüzüne, seyrediyordu âlem beni.
"Üşüme geldi"
Umarım şu kurs bir an önce biter. Kalfa olayım da kurtulayım şu ağdacılıktan. Bıktım reglisi bitmeden bikini bölgesi için ağdaya gelen ablalardan. Leş gibi kokuyorlar. Bu ablalara bir şey desem patron kızıyor hemen ama bizim de bir midemiz var. [Sekiz] Sonra söylemedi demeyin. Basıyorum sıcak ağdayı donunuzun kenarından. Sonra basıyorsunuz çığlığı. Yapacak bir şey yok sinirleniyorum. Ağdaya gelirken bir duş alın ne olur.
Deliğe doğru bakayım derken, camda gördüklerim karşısında şok oldum. Evin salonunu tam görebiliyordum. Bizim patron salondaki kanepenin üzerinde büyük kızı kucağına almış sevişiyordu. Kız adamla birlikte bir oraya bir buraya dönüp yiyişiyorlardı. İlk başta mala bağladım, anlam veremedim. Öyle boş boş seyrettim bunları. Anaları da salondaydı.
Sayfa 169Kitabı okudu
Benim de ellerim nasır yarığı dolu, içine de gres yağı dolmuş. Gittim tuvaletteki mintax ile ellerimi yıkadım. Çırak sıçmış su dökmemiş. Dedim ya; dükkana marşpiyel tamiri için gelmişti. Ulan hatunu gördüm başım döndü. Acayip etkilendim. İçimden dedim "Fatih Sanayi Sitesine arabayı getirecek abin kardeşin yokmuydu? Esnaf götüme bakar diye de mi düşünmedin?" uzun bir etek giymiş ama nafile sonuçta sanayi sitesindeyiz.
Reklam
Kadın biraz acemiydi ama fiziği bütün kusurları kapatıyordu. Penetrasyon beş dakika kadar sürdü, kadın hiç manevra yapmadı, sadece kanepede tutunacak yer arıyordu. Yer bulamadıkça ustamın boynuna sarılıyor ama ikide bir geriye düşüyordu.
En son parktaki bira muhabbetimizdeki yakınlaşmamız biraz farklıydı. Ben de o aralar toyum, elim kadın eline değmemiş. Kadını teselli etmek için onu kollarımla sardığımda, biraz ağladıktan sonra boynumdan öpmeye başladı. Şaşırmıştım. Tüylerim diken diken olmuştu, yelkenlerse fora!
Çattı hilal kaşlarını kim bu "A.. koyduğumun soytarısı" diyerek beni işaret etti. Ustam "Kusura bakma hanım abla, Türkçe bilmiyor Suriyeli bu" dedi. Hatunun söylediklerini sineye çektim, ekmek davasındayız diye ses etmedim. Döndüm işimin başına.
Kadın bazen parezyen giyiniyordu, bazen de bodysuit. Seksi kıyafetten anlıyordu velhasıl. Bazen de oturup içki içiyorlardı. Bir keresinde kadın saçlarını siyaha boyatmıştı, ustamın dibi düşmüştü, akşama kadar dükkandan çıkmadılar saçın hatrına.
Reklam
Ustamın o bacak sıkması halen aklımdadır. Lorenzo Bernini'nin Persephone heykelindeki gibi sanatsal bir görüntü oluşmuştu. Kahkahalar, gülüşmeler derken ateşli bir sevişme başladı. Ustamın bir eli saçlarda sabit, diğer eliyle diyar diyar geziyordu. Bir aşağı bir yukarı fersah fersah yol kat ediyordu. Ustam kadını okşadıkça kadının tüyleri diken diken oluyordu.
Biz maç yaparken kadın bizim dükkana girdi, ben de hemen dükkana koştum. Kadın, alaturka tuvaletlere takılan kapaklardan almaya gelmişti. Arayıp bulamayınca ustamı çağırdım. Apik usta geldi, kapağı buldu. Kadın "Bunu nasıl takarım" diye sordu. Ustam anlatmaya başladı ama kadın: -" Ben yapamam, siz gelip takamaz mısımız?" Deyince ustam: -"Tamam, olur" dedi. Kapağı takmak için ustam ve kadın beraberce gittiler.
Apik Usta bir eliyle kadının saçını okşuyor, diğer eliyle ajanda gibi bir şeyi tutuyordu. Şiir falan okuyordu, romantik adamdı ustam. Kör cahil bir herif değildi, kitapları vardı dükkanda. Bunların sigaraları bitince kadın, ayağa kalktı. Pantolonunu giymeye yeltendiği anda ustam kolundan tutup çekti. İkisi birden kanepenin üstüne düştüler. Kadın kanepeye boylu boyunca uzandı. Bir elinin işaret parmağıyla kadının saçıyla oynuyor diğer eliyle de bacaklarını sıkıyordu.
Merdivenlerin arasına çömelip ses etmeden bunları izledim. İkisi de çıplaktı. Ustam beyaz külotla kanepeye oturmuş, ayaklarını masaya uzatmıştı. Kadın da ustamın dizlerine uzanmış, tek sigarayı birlikte içiyorlardı.
"Biraz tansiyonum düştü"
Çıraklık eğitimindeki arkadaşlara iyice reklam olduk. Bilmeyen kalmadı. Çocuk sürekli çiçek alıp geliyor derslere. Sürekli masamda çiçek var. Eğitmenimiz, bana gelen çiçeklerden gelin başı yaptı derste. O da öğrenmiş, imalı imalı baktı. [Dokuz] Geçen gün beraber sahile gittik. Elimi tuttu. Heyecandan ölüyordum adeta. Azıcık da öpüştük. Boynumu öptü şerefsiz. Tüylerim diken diken oldu. Nasıl ıslanmışım anlatamam. Taşlarda oturmuştuk. Belimi nasıl kavrayıp öpüştük hiç hatırlamıyorum. Ama her şey çok güzeldi.
Sayfa 178Kitabı okudu
23 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.