Hans Peter Duerr

Çıplaklık ve Utanç yazarı
Yazar
10.0/10
2 Kişi
16
Okunma
1
Beğeni
819
Görüntülenme

Hans Peter Duerr Sözleri ve Alıntıları

Hans Peter Duerr sözleri ve alıntılarını, Hans Peter Duerr kitap alıntılarını, Hans Peter Duerr en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
16. yüzyılda ayda bir kez yıkanan I.Elisabeth, Güneş Kral’la karşılaştırıldığında temizlik hastası bir kadın sayılabilirdi. Kralın saray hekimlerinin 1647 ile 1711 yılları arasında tuttukları Journal de la sante de Louis XIV’dan [XIV. Louis’nin Sağlık Güncesi] anladığımıza göre, kral altmış dört yıl içinde yalnızca bir kez -1665 yılında- yıkanmıştır, oysa sağlık nedenleriyle bu sayıyı artırmaya acilen ihtiyacı vardı. Bunun dışında, iki günde bir yüzünü ispirtoya batırılmış bir bezle silmekle yetiniyordu. Kralın erkek kardeşinin durumu da daha iyi değildi. Yine de o, dönemine göre oldukça temiz birine benziyor, çünkü Saint-Simon dükü anılarında onun hakkında şöyle yazar: “Mösyö her tür parfümü kullanırdı ve bir temizlik timsaliydi.”
Sayfa 101Kitabı okudu
Gözler, istenmedikleri yerlerde gezdirilmemelidir..
Reklam
Doktor muayenesi
"Eğer bir kadın kendisine dokunulmasını istemiyorsa; tüm hakkaniyetle tehlike ve sorumluluk kadına bırakılabilir. Utanma duygusu, kadının erdemlerinden en önemlisi ve en başta geleni olmalıdır; ancak Tanrı, doğa ve din, zarar veren bir kutsallığı onaylamaz."
Kadınların yıkandığı yerin yanından geçen bir erkek ya başını çevirir ya da önüne bakar. Bakışları kadınlardan yana çevirmek, hele hele onları seyretmek çok ayıptır, çünkü “gözler istenmedikleri yerlerde gezdirilmemelidir”, buna yeltenenler cezalandırılır.
Sayfa 128Kitabı okudu
Bkz. E. Shorter, 1984, s. 296.18. yüzyılın sonunda, Katolik ülkelerdeki kadınların çoğunun hiç yıkanmadan öldükleri söylenirdi ve seksen yıl sonra bile bazı Fransız Katolik okullarında kızlara böyle bit faaliyette bulunmak yasaktı, taşradan gelenlerin yıkanmak akıllarının ucundan bile geçmezdi zaten. 1897’de Fransız kadınların çoğunun XIV. Loııis’yi bile geride bırakarak hayatlarında bir kez olsun yıkanmadıkları söylenir.
Sayfa 319Kitabı okudu
Yahudilerin tersine, Müslümanlarda suyun vücudun her yeriyle temas etmesi gibi bir kural olmadığı için bellerine bir peştamal bağlayıp rahat rahat yıkanıyorlardı. Yine de başlangıçta Peygamber hamamlar -tabii bunlar cinsiyete göre ayrılmıştı konusunda çekingen davranmış ve bir hadisinde inananlara şöyle demiştir: “Hamam denilen o evlere gitmekten kaçının!” Fakat bu mekânların günah yuvası değil, arınma yeri olduğu kendisine açıklandığında - “Ey Allah’ın elçisi, hamam kir ve acıdan kurtarır! ”— fikrini değiştirmiş ve şu karara varmıştır: “içinizden biri oraya gidecek olursa, örtünsün!”
Reklam
Defi hacet için, beth ha-kisse, “oturak yeri” denen ve üzerine oturulan tuğlaların üst üste dizilmiş olduğu yere kadar yaklaşık yirmi dakika yürünürdü. Genellikle bir çitle çevrili bu pis yere girmeden önce insanı adım adım izleyen koruyucu meleklerle törensel bir biçimde vedalaşılırdı. Böylece meleklerin müstehcen bir olaya tanık olmaları önlense de, mümkün olduğunca az açılıp saçılmak gerekiyordu. Nitekim, Joseph Caro’nun 16. yüzyılda yazdığı ve bugün bile pek çok dindar Yahudi için bir ölçüt oluşturan Schulchan Aruch kodeksinde şöyle yazar: “Bu esnada vücudun arkasının ancak elin ayası kadar, önünün ise bunun iki katı kadar açılması caizdir, ancak kadınların önlerini açmaktan kaçınmaları gerekir.”
Sayfa 190Kitabı okudu
Yeni plajlarda delikanlıların çıplak yüzmesi yasaklanmakla kalmadı, kadınlarla erkeklerin suya birlikte girmeleri de yasaklandı, oysa kaplıcalarda yeterince denetleme imkânı olmadığından resmi makamlar buna göz yummak zorunda kalıyordu.
Demek ki, bu utanç, bedenin özellikle 'çekici' bölümlerini herkesin bakışından esigemekte, örneğin İngilizce'de genital organlar için kullanılan "private parts" [özel bölümler) deyiminde dile geldiği gibi, onları özelleştirmektedir:
Sayfa 215Kitabı okudu
1901 yılında resmi merciler Tokyo’daki bir sanat galerisinde sergilenen çıplak resimlerin tümünün belden aşağısının kahverengi kumaşla örtülmesini emretmişler, 1903’te kadın heykellerinin cinsel organlarının üstüne alçıdan yapılmış incir yaprakları yapıştırılmıştı. Ama bir erkek heykelinde yapraklar fazla kabarık duracağından, polislerin penisi testereyle kesmekten başka çaresi kalmamıştı.
Sayfa 112Kitabı okudu
16 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.