Bundan sonra insanlık yeni bir sürece geçiş yapıyor. Geri dönüşü olmayan bir süreç. Düğmeye basıldı. Tek tip insan modeli, tek tip dünya modeli, tek tip millet, tek tip dil, her şeyin tekleştiği bir süreç. Herkesin birbirine benzetilmeye ve tek tip bir insan modeli oluşturulmaya çalışıldığı süreç: Düşünemeyen, üretmeyen, hantal hantal oturan, egemenlere başkaldıramayan, doğurmayan, evlenmeyen, nereye bu gidiş diye soramayan, ahlaki anlamda tamamen dejenere olmuş, özetle her anlamda mankurtlaşmış bireyler, yani modern köleler. Boynunda somut bir tasmanın olmadığı, fakat soyut tasmanın zihnin dahi prangalara vurduğu insanlar yığını.
Katolik Hıristiyan dünyasının merkezinden biri olan Polonya'da İstanbul Sözleşmesi "Aileyi yok etmeyi amaçladığını, erkek-kadından oluşan aileye karşı farklı aile formları oluşturmayı amaçladığı için reddediyoruz" sesleri yükselmeye başladı ve en üst düzeyde reddedildi sözleşme. Son olarak Polonya Başbakanı Mateusz Morawiecki, İstanbul Sözleşmesi'nin zararlı ideolojik argümanlar içerdiğini, kadına şiddetin önlenmesine dair söylenen sözlerin reklam yüzü olarak kullanılıp aslında LGBTİQ+'nın toplumda yayılmayı amaç edinen maddeleri içerdiğini söyledi.
Bir toplumu yok etmedeki hedefin bir yıllıksa dillerine saldır, on yıllıksa kültürlerine saldır, yüz yıllıksa insanını zihnen ve manen başkalaştır: İstanbul sözleşmesi'yle saldır!
Aslında 2011 yılında imzalanıp 2014 yılında ülkemizde yürürlüğe giren İstanbul Sözleşmesi, 1979 yılında kabul edilen ülkemizde 1986 Yılında yürürlüğe giren "Kadına Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Tasfiye Edilmesine Dair Sözleşme" (CEDAW)'in ileri aşamasıdır. Bu iki sözleşme, uluslararası alanda kadın haklarini savunan en önemli iki belge olarak kabul edilir. CEDAW'da ağırlıklı konu kadın erkek eşitliği iken İstanbul Sözleşmesi'nde temel konu, kadına yönelik şiddettir. Ancak sözleşmelerde bu konular ele alınırken kullanılan kavram ve tanımlar, LGBTIQ+ hareketinin temel dayanak noktaları olmuşlardır. "Toplumsal cinsiyet" kavramı CEDAW ile gündeme gelmişken; Toplumsal cinsiyet kavramı ile birlikte cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği kategorilerini doğrudan metininde içeren ilk uluslararası sözleşme İstanbul Sözleşmesi'dir.
İstanbul Sözleşmesi ile bilgi sahibi olabilmek için okumanızı tavsiye ederim. En azından çevrenizde konuşulduğunda veya internette sözleşme ile ilgili haber gördüğünüzde anlamsızca ve tarafsızca durmazsınız. Tavsiye Ederim.
henüz basılalı birkaç gün olan kendi kitabımı ilk benim okumuş olarak belirmemem gayet tabii zannedersem. :)
Latife bir yana, sözleşme ile alakalı kafanızda oluşan bütün soru işaretlerini giderecek mahiyette bir eser olduğunu düşünüyorum.
Siyasi boyutundan tutun da eşcinselliği yaymaya matuf olan maddeler ve feminist ve LGBT örgütlerinin yapmak
Bir Kitap Tahlili
Kültürel İşgal Girişimi İstanbul Sözleşmesi, Harun Ceylan, Kudema Yayınları
Kitapla ilgili yorumlamaya geçmeden önce yazar kardeşimiz ve üslubuyla ilgili bir iki kelam etmek isterim. Yazar, öncelikle herkesin rahatlıkla okuyup anlayabileceği bir dil kullanıyor. Kullanılan bu dil akışkan, sembolik betimlemelerden uzak haliyle