1965’te İzmir’de doğdu. Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’nde tiyatro ve yazarlık eğitimi aldı. Politikayla aktif olarak uğraştı. Geçim için yayıncılık ve kitapçılık yaptı. Toplumsal Kurtuluş, Yeni İnsan, Hepileri, Marksist Damar dergilerinde yöneticilik, yazarlık ve yayın kurulu üyeliği yaptı. Görme Kılavuzu (1999, 2. Baskı 2008), Oğuz Atay’ın Yaşam Oyunu (1996) adlı kitapları var. Müzik grubunda bateristlik icra etti. 2013 yılında kitapçılık yapmayı bıraktı ve İzmir’den Mudanya’ya göç etti.
Huizinga'ya göre oyun, kültürden öncedir: Çeşitli kültürlerin ürünü ya da bir rastlantı değil, tersine çeşitli kültür biçimlerinin doğuşunda başlıca etkendir.
Evde günlük yaşamında pek konuşmazdı. Çok okurdu. Ancak eş dost toplantılarında, yemeklerde falan çevresindekileri gülmekten kırar geçirirdi. Çok kuvvetli bir hafızası vardı. Okuduklarını asla unutmazdı. Gerektiği zaman bunları aklından yazıya dökebilirdi. Tutunamayanlar'daki divan şiiri kısımları hiç kitapları karıştırmadan yazmış.
Resime
İlk eşi Fatma Fikriye Hanım'ın bize anlatımında, her akşam koltuğunun altında iki kitapla eve gelen bir Oğuz Atay var; Barlas Özarikça'nın anlatımında tutunamayanlar'ı altı ayda, neredeyse daktilonun başından kalkmadan bitiren, çalışkan bir Oğuz Atay var; Halit Refik'in anlatımında Menderes istibdadı ortalığı titretirken, aydın hareketi yaratabilecek bir sosyalist dergiyi (Olaylar) çıkartmak için varını yoğunu ortaya koyup seferber olan bir Oğuz Atay var; Cevat Çapan'ın anlatımında, çok okuyan, araştıran ama çok mütevazi bir Oğuz Atay var.
Alıntı;
Oğuz Atayı ve ona dair bir kaç anıya şahitlik ettim hem yazara dair hem de yazdığı yazılara dair bilinmeyenleri sizde merak ediyorsanız bakmanızda fayda var
Yaşam oyunu ve burada geçen 8 sahne var okuru içine çekecek bir yazı sitili
Oğuz Atay'ın kitaplarının her birinde ana motif olan oyunu inceleyerek başlıyor kitap. Kelime kökünden, ilk kullanıldığı zamanlar, insan hayatı için ne ifade ettiği... Ardından Atay'ın yazarlığı ve oyun kuramı ele alınıyor, tabii ki özellikle Oyunlarla Yaşayanlar kitabından olmak üzere diğerlerinden yapılan alıntılarla desteklenerek. Sonrasındaysa
🌟iki perdelik bir oyun okudum.Bu oyun cok degerli yazar Oğuz Atay’ın klasik turden yaşamını anlatan biyografik bir oyun degil aralarında günce tutarken kısa sahnelerde görünen Oguz Atay’ın konuşmaları ve finaldeki ölüm sahnesi dışında diğer bütün sahneler kurmaca..
Kitabın yazarı Hasip Akgül önsöz de demiş ki;
“Bu çalışma bir yazardan çok etkilenmiş genc bir okurun vefa borcunu ödemeye çalışmasıdır.”..Yazar ona tesekkur etmek için bu kitabı yazmıs🌸(Oguz Atay parçalanmış bir dünyaya ve insanlarına bir ayna tutmanın gerçekleri yansıtmada ve göstermede boş bir çaba olduğunu fark etmiş bir yazardır.Aynası bu yüzden kırık belki de bu yüzden etkili ve dogrudur..)
Kitap’ta;ilk bolum Oğuz Atay , yazarlığı ve oyun kavramı ele alınmıs. Daha sonra Atay hakkında yakın çevresiyle yapılan söyleşiler, mektuplaşmalar ve makaleler yer alıyor. Kitaba adını veren Oğuz Atay'ın Yaşam Oyunu bölümü bu söyleşilerden sonra var ,kitap bu oyunla bitiyor. Ölüm sahnesı cok etkileyıcıydı..
Oguz Atayın kitaplarından alınan alıntılarla tamamlanarak yazılmıs harıka bi eser okudum..Yazarı ve hayat oyununu merak eden okuyuculara tavsiyemdir..