"Siz, tanrı'nın (Allâh) Zihni ile düşünürsünüz. Düşüncelerinizi Tanrı (Allâh)ile paylaşırsınız ve O'da kendi düşüncelerini sizinle paylaşır.Onlar aynı düşüncelerdir çünkü aynı zihin tarafından düşünülmüştür. Paylaşmak benzer kılmak veya birleştirmek anlamına gelir.Tanrı'nın (Allâh) zihni ile düşündüğünüz düşünceler zihninizi asla terk etmez; çünkü düşünceler kaynaklarından ayrılmazlar.Bu yüzden düşünceleriniz gibi siz de Tanrı'nın (Allah) zihnindesiniz.
Bu düşünceler aynı zamanda sizin de zihninizde.Tanrı'nın (Allah) olduğu yerdedirler. Çünkü siz O'nun Zihni' nin bir parçasısınız ve dolayısıyla da düşünceleriniz de O'nun Zihni'nin parçalarıdır."
Önce şunu bilmeniz gerekiyor;
amacı en sığ boyutta fark edebilirsiniz;ancak amaç,bu seviyeden anlaşılmaz.
Örneğin telefonun,o an orda olmayan bir kişi ile konuşmanızı sağlama amacıyla var olduğunu anlayabilirsiniz.Anlayamadığınız ,neden o kişiye ulaşmak istediğinizdir.Ve sizin,o kişi ile iletişim kurmanızın anlamını belirleyecek olan aslında budur .
"Düşündüğünüzü düşündüğünüz düşüncelerin,size görüntüler olarak görünmesi yüzünden siz onların gerçek olmadıklarını kabul edemezsiniz. Onları düşündüğüzü düşünürsünüz ve onları gördüğünüzü düşünürsünüz.Sizin "görüşünüz" bu şekilde oluşmuştur.Siz görme işlevini bedeninizin gözlerine veriniz.Bu görmek değildir.Bu, görüntü yaratmaktır.
Bu, illüzyonların gerçek vizyonun önüne geçerek "gerçek görmenin" yerini almasıdır.
"Bu günün düşüncesi,anlamsız bir dünyanın neden mümkün olmadığı hakkındadır.Tanrı'nın (Allah) yaratmadığı zaten yoktur.Ve var olan herşeyi,var olduğu şekliyle,O yaratmıştır.
Gördüğünüz dünyanın gerçek ile bir alakası yoktur.
O sizin uydurduğunuz bir gerçekliktir ve aslında yoktur."