George Orwell'ı herkes popüler olan iki romanı ile okumaya başlar. Tabiki bende öyleyim. "Hayvan Çiftliği" ve "1984" bende şöyle bir farklılık oldu ki bu kitapları okuduktan sonra yazarın dili ve düşünce dünyası asıl benim için doğru olan kelime "hayal dünyası" o kadar hoşuma gitti ki biraz daha fazla okumak istedim.
Bu niyetle okuduğum ilk kitabı "Boğulmamak İçin" oldu kitabı okuduktan sonra vermiş olduğum kararın ne kadar doğru olduğu anladım. Sıradan bir askerin ve sonrasında memurluk hayatını balık tutma aşkını ve savaşın cephede savaşan askerler için ne kadar zor bir süreç olduğunu bu kadar güzel betimlemesi harikaydı.
Sonrasında "Kitaplar ve Sigaralar" kitabına okudum ki buradaki kitapları övme metodu ve kitap okuyucuları hakkındaki fikirleri harikaydı ve şuan kitaplığımda bekleyen yazarın iki kitabı daha var onları da en kısa zamanda okuyacağım.
Bu tarz savaş ve politik kurguları yazan bu distopyaları hayal eden insanın hayatı hakkındaki kısa bir kesiti konu alan bu kitabı şimdi okudum. Arkadaşına yazdığı "mektuplarla" Hayvan Çiftliği ve 1984 romanlarının oluşum hikayesini anlatması ve hayatının hangi evrelerinde neler yaşarken ve hangi duyguların içindeyken kaleme aldığını bilmek okuduğumuz kitaplara daha çok anlam katıyor çünkü çoğu yazar sanıldığının aksine köşkünde oturup piposunu içerken yazmıyor.
Bu ince küçük kitabı okurken iki üç yıl önce okumuş olduğum kitapları bana anımsatması çok güzel bir histi. Benim gibi Orwell hayranlarının ayak üstü bile okuyabileceği çok tatlı bir kitap olmuş. Herkese tavsiye ederim.
Moses, kiliseyi ve dini temsil ediyor. Devrim olur olmaz kaçacak ve sonra geri gelecek. Hiçbir iş yapmaz ve hayvanlara gökde Balbadem adında bir hayvan cenneti vaat ediyor…