... "Sen böyle çabaladıkça düğümler bir bir çözülecek. İnan bana bu kadar emek hiçbir zaman zayi olmaz. Bazen tam istediğin gibi değilse de, tam ihtiyacın olan olur."
"Sen böyle çabaladıkça düğümler bir bir çözülecek. İnan bana bu kadar emek hiçbir zaman zayi olmaz. Bazen tam istediğin gibi değilse de, tam ihtiyacın olan olur."
Dünya dediğin koca bir değirmen.
Homurdana homurdana çarklarını döndürür.
Bir kapısından girer insanoğlu ama çıkarken sureti değişir.
Kimisini öğütür, paramparça yapar.
Kiminin nurunu alır, canavara dönüştürür.
Fakat pek azı insan kalmayı başarır.
"Unutmamak lazım kökünü, insan dediğin tutunmak ister. Bir tarihe, isme, cisme, doğruya ya da yanlışa bir şekilde bağlanmak ister. Sen görmezsin geçmiştekini, hissedemezsin yerin altındakini. Kök gibidir hep vardır."
Anlatımı o kadar güzel bir kitap okudum ki..
Sanki bir efsane okuyormuşum gibi hissettim okurken.
Dimeşk isimli çocuğun annesinin hastalığına çare arayışını ele alan bu kitap aynı zamanda bir grup insanın göç nedeniyle kendilerine yurt arayışını da anlatıyor.
Birlik beraberlik teması çok güzel işlenmiş, Dimeşk’in küçücük bedeniyle annesini iyileştirmeye çalışması çok çarpıcı ve güzeldi.
Sonunu çok beğendiğimi söylemeden geçemeyeceğim çünkü gözlerim bile doldu.
O insanların bir araya gelişi, birbirine kenetlenişi harika bir kurgu, bayıldım.
10 yaş ve üzerine uygun olduğunu düşünüyorum. İçerisindeki çizimler de çok ilgi çekici ve güzeldi.
Okumanızı tavsiye ederim.
Ben Dimeşk. Kulağa değişik geldiğini biliyorum. Bizim oralarda herkesin bir vatan özlemi vardır. En sevdiklerine en özlediklerinin ismini verirler. Benim de annem öyle yapmış.
️ Dimeşk karakterinin azmini, vatan sevgisini, fedakarlığını okudukça hayran kalacaksınız. Saklı kaldığı yurdundan çıkıp ona verilen görevleri yerine getirmesi gerekiyor. Maceralarla dolu bir kitap. Minik okurlarımızın çok seveceğine inandığım bu eseri onlara tanıştırmayı ihmal etmeyin.
Çocuk kalbinize selamlar.
Hilal Uluğ hanımefendi bizzat evimize eşiyle ve çocuklarıyla teşrifinde hediye etti.
Kitaptan ilk defa o zaman haberim oldu.
Okudukça deruni bir dünyaya da açılan bir kapıdan girmiş gibi hissettim kendimi.
Kitabın içinde geçen isimleri bile itina ile seçtiği belliydi.
Dımeşk, Urumçi, Arakan, Aden, Hocalı gibi isimleri sadece çocuklarımız değil, büyüklerimiz bile bilmiyordu genelde.
Halbuki bu yurtlar bize ait.
Kendimize ait olanları bile bilmediğimiz ama her şeyi bildiğimizi sandığımız bir hayat yaşıyoruz.
Yazar bizi kibarca uyandırmaya çalışmış.
Sizce uyanmalı mıyız?
Dimeşk Saklı Yurdun Kapısı kitabını -sanırım- önce büyükler okumalı.
Her ne kadar kitap çocuklar için yazılmış olsa bile...