Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Hüseyin Cevizoğlu

Hüseyin CevizoğluAtatürkçülük yazarı
Yazar
10.0/10
1 Kişi
8
Okunma
3
Beğeni
362
Görüntülenme

En Eski Hüseyin Cevizoğlu Gönderileri

En Eski Hüseyin Cevizoğlu kitaplarını, en eski Hüseyin Cevizoğlu sözleri ve alıntılarını, en eski Hüseyin Cevizoğlu yazarlarını, en eski Hüseyin Cevizoğlu yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Atatürk, bilindiği gibi, sadece "Kurtarıcı bir kahraman" değildir. O, aynı zamanda, Türk Milleti'nin çağımızdaki dünya görüşünü tespit ve yaşama düzenini şekillendirmek bakımından, fikirlerine ve ilkelerine ölümünden sonra da bağlı kalınmış büyük bir öncüdür.
Ufuk Ajansı YayınlarıKitabı okudu
Memlekette kalem hürriyetinin de demokratik bir idareye layık ağırbaşlılıkla kullanılmakta daha dikkatli bulunulacağını ümit ederim. Hürriyet suistimalinin doğurduğu bir çok felaketleri çekmiş olan bu memlekette,bu dikkate bilhassa lüzum olduğu kanaatindeyim. (1930-Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri - syf 366)
Sayfa 22 - Ufuk Ajansı YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Çok yönlü olan Atatürk ve Atatürkçülük bütün olarak ele alınmayınca istismar edilmeye müsaittir. Çünkü,sadece cumhuriyetçilik ve laiklik ilkeleriyle,klasik bir demokrasi tipi;liberal ekonominin dayandığı demokrasi tipini verir.Sadece halkçılık ve devletçilik ilkeleri ele alınır ve biraz da Atatürk’ün düşüncelerinin dışına çıkılarak,onun millletle aynı anlamı taşıyan halk anlayışı,halkın ezilen bölümü olarak ele alınır,devletçilik anlayışı içindeki birey bir yana itilirse,ortaya bir anlamda sosyalizm çıkar.Sadece milliyetçilik ve devletçilik ilkeleri katı olarak ele alınırsa,ortaya bir çeşit faşizm çıkar.Sadece devrimcilik ilkesi diyalektik bir anlam verilerek benimsenirse ortaya Mao’cu bir anlayış çıkar.
Sayfa 121 - Ufuk Ajansı YayınlarıKitabı okudu
Avrupalı hristiyan ülkelerinin gelişimi yeni çağ açması ve sanayi devrimleri ile ilişkiliydi. Hristiyanlığın, İslamiyet gibi bir şeriatı veya dünya işlerini düzenlemek gibi bir iddiası yoktur. Yani Avrupa ülkelerinde din ve devlet iç içe geçmemiş, dolayısıyla dinle devleti birbirinden ayırmak gibi bir sorun yaşanmamıştır.
Türkiye’nin mirasçısı olduğu Osmanlı devlet hayatında, İslami geleneklerin etkisiyle, din’le devlet gereğinden fazla birbirlerine karışmıştır. Halife, dini liderliğin yanı sıra devletin hükümdarı idi. Devlet fiilen din adamlarının, yani ilmiye sınıfın kontrolü altında bulunuyordu. Padişah, siyasi kararlarında bile Şeyhülislam’dan fetva almak zorundaydı. Hukuk sistemi müslümanı ayrı müslüman olmayanları apayrı gözetir idi.
Reklam
Uygarlığın güç ve yüksekliği önünde, ortaçağ zihniyetiyle, ilkel uydurmalarla ilerlemeye çalışan milletler, yok olmaya hiç olmazsa esaret ve zillete mahkümdurlar.
*MUSTAFA KEMAL ATATÜRK*Kitabı okuyor
Dünya uygarlık ailesinde layık olduğumuz yeri bulacak, onu koruyacak ve yükselteceğiz. Refah, mutluluk ve insanlık bundadır.
MUSTAFA KEMAL ATATÜRKKitabı okuyor
1925 yılında Lozan’da çözümü kısa süre ileriye bırakılan Musul ve Kerkük’ün Türkiye’ye katılması için başlatılan politik ve askeri girişimler üzerine, Türkiye’yi bu bölgeden alıkoymak ve meşgul etmek isteyen İngilizler’in teşvik ve desteği ile şeyh sait isyanın gerçek amacını örtmek amacıyla “halifelik ve şeriatı” bahane edip ayaklanılmıştır. Bu ayaklanma sonucu uluslararası politika ve diplomatik görüşmeler sekteye uğramıştır.
2.Beyazid, Colomb’un teklifini kabul etse de pek bir şey olmayacaktı. Cebelitarık boğazı İspanyol ve Portekiz Armadaları nasıl geçilecekti? Geçilse bile Atlantik Denizinde Fransız, İngiliz ve Hollandalılar ile nasıl mücadele edilecekti? Gemi teknolojisinde geriliğimiz zaten aşikar idi. Osmanlı Amerika kıtasına çıksa bile sömürgecilik veya o bölgeyle bütünleşemezdi. Tarihte Balkanlar, arap coğrafyası, bir çok ülke yönetilmiş yerel halk Osmanlı Türkçe’sinden bihaber idi.
18 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.