Şayet boşanma kadının eline verilmiş olsaydı, evlilik hayatı sarsıntı geçirir ve huzur ve istikrarı olmazdı. Çünkü kadın daha çabuk etkilenir ve tepki gösterir, daha çabuk feverân eder. Diğer taraftan işi ağırdan alıp, iyiden iyiye düşünmesini gerektiren bir durum yoktur, çünkü boşanma sonucunda belirli bir takım yükümlülükler altına girmez¹
Bu gösterilen gerekçelerin doğru olduğunun delili şudur: Batılılar boşanma hakkını eşit şekilde erkek ve kadının bir hakkı olarak isteyince, boşanma oranı yükseldi ve Müslümanlarda görülen boşanma oranının kat kat üstüne çıktı.²
O halde şayet kadına kocasını boşamak mübâh kılınmış olsaydı, bir gün içerisinde onu yirmi defadan fazla boşardı.
Boşama, yüce Allah'ın acı tadı olan bir ilaç mesabesinde kıldığı bir izindir. Vücudun sağlığına kavuşması için kaçınılmaz olan bir cerrahi müdahale gibi, başarısız bir evlilik hayatı için biricik çaredir.
Günümüzde bazı kadınlar “peruk” denilen takma bir saç kullanmakta, abdest aldıkları zaman da onun üzerine mesh etmektedirler. Böylelikle onların abdestleri de olmamış olur.