Aksayan yönlerimiz var hepimizde şehrin insanları olarak. Bak şimdi! Aklına getirdi yine. Şehrin insanı, şehrin insanı şehrin! Kaypak ilgilerin. Zarif ihanetlerin. Kulağa küfür gibi geliyor değil mi?
"Fark ettin mi?" diye sorup devam etti. "Bu yaşadığımız hayat bizim kendi hayatımız olamaz. Bu mümkün değil. "Başkalarının hayatlarını mı yaşıyorduk biz? " diye düşündü. "Akvaryumda birer Japon balığıyız belki." defi usulca
İbrahim Okutan adlı
öğretmenime aittir. Kitaba yeni başlamama lakin kitabın anlatımı güzeldir. Şimdiden önerebilirim. Bitirince daha ayrıntılı bir inceleme yazacağım.
İbrahim Okutan adlı öğretmenimin eseridir.~ Kitaptaki karakter bir yazardır. Paşa'nın Yalnızlığı adlı bir kitabı yazmaktadır. Yazdığı kitapta Enver Paşa'nın yalnızlığını ve Naciye'ye olan aşkını anlatır. Aslında yazar kendi yalnızlığını da belli eder yazılarında.
Yazarın günlük yaşadığı bölümler de geçmektedir romanda. Özellikle bu kısımlarda bana cümlelerin bazıları tokat gibi çarptı. Günümüzü, yaşanan olayları ve kendinizi sorgulayabiliyorsunuz. Bence bana göre bir kitapta en iyi özellik budur.
Kitabı genel anlamda sevdim. Hoş bir anlatımı vardı. Lakin sonu sizi biraz üzebilir.
Okumanızı tavsiye ederim.
:)
Kayzer'in Düşüİbrahim Okutan · İkinci Adam Yayınları · 20211 okunma
"...Dağınık bir oda gibi toparlamaya nereden başlayacağınızı bilemediğimiz sinir bozucu bir ruh haliydi bu. Ama bir yerden başlanacaktı. Unutabilmenin insana bahşedilmiş en güzel armağan olduğunu düşündü. Unutmak çözümdü. Çözüm gibi görünen en kestirme yoldu.
Odada renkten renge giriyordu her şey; insanın yüzü bir anda sarıdan kızıla sonra yeşile ve maviye dönüyordu. Bir maskeli balo sanki burası. Bu kadar renkli yüzler arasında acaba kendisine uygun renk hangisiydi?
Duvardaki aynaya bakınca fark etti yüzündeki renklerden birini seçmeli miydi? İnsanın kendisine uygun bir rengi olması gerekirdi mutlaka. Çünkü her şey ve herkes kendisi değildi..."
Kayzer'in Düşüİbrahim Okutan · İkinci Adam Yayınları · 20211 okunma