15.04.1972 tarihinde Samsun’da doğmuştur. İlk, Orta ve Lise tahsilini bu şehirde tamamladıktan sonra, 1989-1990 eğitim-öğretim yılında Fırat Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Tarihi bölümünü kazanmış ve aynı bölümden 1993 yılında mezun olmuştur. Fırat Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Tarih Anabilim dalı Ortaçağ Bilim dalında başladığı yüksek lisansını 1996 yılında tamamlayarak bilim uzmanı olmuştur. 2002 yılında ise İnönü Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Tarihi Anabilim Dalı Genel Türk Tarihi Bilim dalında, Prof. Dr. Salim CÖHCE danışmanlığında “Osmanlı Hâkimiyetine Kadar Doğu Karadeniz Bölgesinde Türkler” konulu tezini tamamlayarak bilim doktoru unvanı almıştır. 06. 04. 2006 tarihinde Genel Türk Tarihi Bilim alanında doçent, 2011 yılında profesör olan İbrahim TELLİOĞLU, halen Ondokuz Mayıs Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümünde öğretim üyesi olarak görev yapmaktadır. Karadeniz ve Kafkasya tarihi konusunda araştırmaları devam eden Doç. Dr. İbrahim TELLİOĞLU’nun Osmanlı Hâkimiyetine Kadar Doğu Karadeniz’de Türkler adlı kitabının 2004’te ilk, 2007’de ikinci baskısı Serander Yayınları tarafından yapıldı.
“İbrahim kafesoğlu gibi önemli bir alim mevcuttaki bilgilere dayanarak 1980’li yıllarda Anadolu’ya gelen ilk Türkler olarak 395’te ülkeye keşif akını düzenleyen Hunları göstermekteydi.”
Anadolu'nun fethine dair eserler içerisinde Ermeni kaynakları büyük öneme sahiptir. Eğer Ermeni tarihçileri hadiselerin ayrıntısına girmeseydi de Selçuklu kaynaklarıyla yetinmek zorunda kalınsaydı gelişmeler sadece çok soyut bir biçimde anlaşılabilirdi. Bir Selçuknâme'de ya da umumi İslam tarihinde bir iki satırla bahsedilen bir olay Ermeni kaynaklarında sayfalarca yer tutabilmektedir. Çünkü Müslüman tarihçilere göre Selçuklu hükümdarının sıradan zaferleri arasında yer alan ve bir-iki cümleyle anlatılan bir savaş Ermeniler açısından dönüm noktası olabildiği için oldukça ayrıntılı olarak kayıt altına alınabilmektedir. Alp Arslan'ın Ani şehrini fethetmesi bunun çarpıcı bir örneğidir.
“MÖ 336’da Makedonyalı iskender’in ordularını uzun süre durdurabilecek bir sayı ile bölgeyi yurt tutmaları Türklerin Anadolu’daki varlığının derinliği açısından önemlidir.”
Anadolu'nun Türklerce fethinden sonra ve sırasında Süryani, Ermeni, Gürcü ve Bizans laynaklarında fethin yankılarına örnekler veriyor. Bundan önce de bu kaynakların yazımını incelemeden bu kaynakların yazarlarını bulunduğu statü, psikolojik durum, dini inançları açısından inceliyor. Böylece kaynakların da objektif veya subjektif yazılıp yazılmadığını değerlendirmemizi sağlıyor.
Malazgirt Savaşı'na giden yolda şehirlerin el değiştirmesinin insanlar üzerinde etkisi, Malazgirt sonrası Anadolu'nun fethinin gerekçelerini çeşitli kaynaklarla örneklendirerek yorumluyor.
Selçuklu Devleti'nin kuruluş öncesi, kuruluş süreci ve sonrası hakkında bilgi veriyor.
Haçlı seferleri ve Roma'nın dini tutumunun özellikle Ermeniler üzerindeki olumsuz etkisini gözler önüne seriyor.
Hangi eserlerin tutarlı ve objektif bilgi verdiğini kendiniz keşfediyorsunuz. Böylece çalışmalarınızda hangi kaynaklardan yararlanabileceğinizi fark ediyorsunuz.
Türklerin Anadolu'yu fethiyle ilgili yeni bir bakış açısı sunan önemli bir eser. Türklerin Anadolu'yu fethini Rum, Ermeni, Süryani ve Gürcü kaynaklarındaki bakış açılarıyla bize aktaran eserde, bu etnik unsurların dini, siyasi, menfaate dayalı olarak değişen tavırları da yazarın ustalığı ile objektif verilerle ortaya konulmuştur. Malazgirt Savaşı ve sonrasında Türklerin Anadolu'yu fethinin hukuki gerekçesi de gayet net bir şekilde sunulmuştur. Mutlaka okunmalı.
Roma, ermeni, süryani kaynaklarından derlenerek sunulan, Türklerin Anadolu’ya son gelişleri, fetihler, akınlar, harpler.. hangi kaynakların ne şekilde ele alınması gerektiği de çok yönlü olarak yorumlanmış. Tavsiye. #kitapşuuru