Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

İlkay Südaş

İlkay SüdaşGöçler Ülkesi yazarı
Yazar
0.0/10
0 Kişi
8
Okunma
1
Beğeni
1.431
Görüntülenme

Hakkında

Ege Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde, Beşeri ve İktisadi Coğrafya Programı’nda yüksek lisans (2005) ve doktora (2012) derecelerini aldı. Ege Üniversitesi Coğrafya Bölümü’nde öğretim üyesidir. Akademik ilgi alanları arasında, Türkiye’ye yönelik yeni göç hareketleri, Türkiye’ye yerleşen AB vatandaşları, emeklilik göçü, kırsal alanlara göç ile davranışsal coğrafya ve kültürel coğrafya gibi konular yer almaktadır. European Journal of Geography, La Revue Européenne des Migrations Internationales (REMI), Journal of Geography and Geology ve Insight Turkey gibi dergilerde çalışmaları yayımlanmıştır. Halen, Ege Üniversitesi tarafından destklenen, şehirli nüfusun kırsal alanlara yönelik göçü üzerine bir araştırma projesi yürütmektedir.
Unvan:
Araştırmacı, Akademisyen, Yazar

Okurlar

1 okur beğendi.
8 okur okudu.
1 okur okuyor.
8 okur okuyacak.
Reklam

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Bizdeki göç araştırmaları alanına çok önemli katkıda bulunacak zengin bir derleme. İşgücü göçü, göçün feminizasyonu, göç ve ayrımcılık, göçün sinemaya yansıması ve daha fazlası... • Göçler Ülkesi Derleyen: Lülüfer Körükmez ve İlkay Südaş
Sayfa 42 - Ayrıntı yayınları
Göçmen ve mültecilerin kabulüyle ilgili giderek sertleşen yasa ve düzenlemeler, esasen Avrupa'da ve komşu ülkelerdeki kaçakçı ve organize suç şebekelerine yaramakta; bunlar her yıl on binlerce göçmenle iş bağlamakta ve onları sömürmektedir. Bu kimseler göz göre göre hayati riskler alırlarken, gelişmiş (ve demokratik?) ekonomiler cazibesini korumaya devam etmektedir. (Stephane de Tapia)
Sayfa 40 - Schola Ayrıntı Yayınları, İlkay SüdaşKitabı okudu
Reklam
"Avrupa kalesi" fikri (ya da onun diğer yüzü olan; tekrar icat ve inşa edilmesi gereken bir şey olarak "Avrupa'nın süzgeç-sınırları") ile günlük haberlerde gördüğümüz dramatik gerçekler birbiriyle çatışmaktadır. Şimdiye kadar sayıca 19.000'i aşkın insan Avrupa topluluğuna adım atmaya çalışırken canından olmuştur fakat eşyanın tabiatı gereği, denizde kaybolanların kaydı tutulmamaktadır. ... Sınırlara, üzerine kızılötesi kameralar yerleştirilmiş, en büyük ulaşım aracını dahi kontrol edebilecek güçte tarayıcı ekipmanlarla donatılmış yüksek duvarların ve elektrikli tellerin inşa edilmesi, ABD'de oluğu gibi Avrupa'da da, buralarda kendilerini ve ailelerini daha iyi bir geleceğin beklediğine inanan düzensiz göçmenler için caydırıcı bir unsur değildir. (Stephane de Tapia)
Sayfa 35 - Schola Ayrıntı Yayınları, İlkay SüdaşKitabı okudu
"Mülteci" kelimesi hem mülteciyi kabul eden devlet bakımından yükümlülükler, hem de mültecinin bizatihi kendisi bakımından hak ve yükümlülükler ortaya çıkarırken, "misafir" kelimesi uluslararası hukukta ve ulusal mevzuatta tanımlanan bir kavram olmadığından herhangi bir hukuki sonuç doğurmayacaktır. Dolayısıyla Suriyeliler için "misafir" söyleminin kullanılması gerekli incelemeler yapıldıktan sonra mültecilik statüsünü almayı hak etme ihtimali olan bireylerin bir statüden kaynaklanacak, başta çalışma hakkı gibi haklara erişememeleri ve ilgili devletlerin kendilerine karşı bir sorumluluklarının olmaması durumu ortaya çıkacaktır. Suriyelilere ilişkin belirsizlik halinin bu süreçte farklı sonuçları olduğu görülmektedir. Bunlardan biri, Suriyelilerin "mülteci" olmamalarının, devleti bazı yükümlülüklerden "kurtardığı" düşüncesidir. İlk olarak "misafir" kelimesinin kullanılması, uluslararası hukuka göre kişilerin temel hakları olan eğitim, sağlık gibi hizmetlerin, hak temelli değil, vicdani temelde sunulmasına neden olmuştur. Bu hizmetlerin devamlılığı ve insan hakları bakımından sorunlu hallerin oluşmasına neden olabileceğinden, geçici koruma ve misafirlik halinin de birlikte vurgulanmaması önem taşımaktadır. (Cansu Akbaş Demirel)
Sayfa 64 - Schola Ayrıntı Yayınları, İlkay SüdaşKitabı okudu
Göçün Kadınlaşması
Günümüzde göçmenlerin yarısını kadınlar oluşturmaktadırlar. Kadınların göç ettikleri ülkelerde genellikle düşük statülü işlerde çalıştıkları araştırmalar tarafından ortaya konmaktadır. Bunun nedeni, kadınların "kalifiye" olmamalarından değil, göç edilen ülkenin cinsiyete ve milliyete dayalı ayrımcı işgücü piyasasından kaynaklanmaktadır. Türkiye'de istihdam edilen göçmen kadınların büyük bir kısmının kendi ülkelerinde profesyonel meslek sahibi olmaları fakat Türkiye'de genellikle hizmet sektörü, tekstil, ev işleri gibi düşük statü ve ücretli işlerde çalışıyor olmaları ise, göç ettikleri ülkedeki ayrımcı işgücü piyasası savını doğrulamaktadır. (Cemile Gizem Dinçer)
Sayfa 98 - Schola Ayrıntı Yayınları, İlkay SüdaşKitabı okudu
Henüz kayıt yok

Yorumlar ve İncelemeler

Tümünü Gör
Reklam
Henüz kayıt yok