Hata yapan bir çocuğun ruh halini anlayabilmek, ona hoşgörüyle yaklaşarak uygun mesajları aktarabilmek gerçekten genel kabul görmüş iyi değerlerle donatılmış bireyler yaratmanın tek yolu olsa gerek.
Keşke şimdi kentlerin beton blokları ve günlük karmaşası
arasında çocuklara gerçek yaşamı,yani doğanın düzenini, dengesini ve mantığını öğretebileceğimiz alanlar oluşturabilsek,onları gerçekten mutlu yapabilsek güzel olmaz mıydı?
Çocuklar öyle bir mahkemedir ki karşısındakine en imkansız soruları sorup yanıtlamasını katıksız ve hesapsız bir masumiyetle beklerler. Ya da en acımasız yargıları basit cümlelere sığdırıverip insanı şaşkına çevirebilirler. Üstelik yetişkinlerin köşeye sıkıştırmakta da ustadırlar.