You can find İsa Yusuf Alptekin books, İsa Yusuf Alptekin quotes and quotes, İsa Yusuf Alptekin authors, İsa Yusuf Alptekin reviews and reviews on 1000Kitap.
Alışılmış kitaplardan farklı olarak daha çok mektupların, mesajların bir araya toplanıp, iki karton arasına getirilmesinden mütevellit oluşmuş bir eser. İçerik olarak Büyük Türkistan’ın özgürlüğü için bir çağrı, yapılan zulmü kulaklara ulaştırmaya çalışan bir çığlık hükmünde. Doğusunda Çin, Kuzeyinde Rusların insanlık dışı zulmüne maruz kalmış bu insanların sesine kulak veren olmadı henüz.
Haklı olanın kuvvetli olduğu değil de, kuvvetli olanların haklı olduğu bu modern dünyada Çin ve Rus kuvvetinin üzerinde bir güç elde etmeden buna dur demek sebepler tahtında mümkün görünmüyor. Ancak küfür devam eder zulüm devam etmez kaidesince bu zulmün elbette biteceğine iman ediyoruz.
İnsan olmanın gereği olarak zalimin karşısında, mazlumun yanında olmayı becerenler bu imtihanı kazanacaklar ve yarına yüzleri ak olarak erişeceklerdir.
Fert olarak da bu zulme karşı elimden bir şey gelmiyor demeden. Kalemimizle, dilimizle, nazarımızla kardeşlerimizin yanında olmamız gerekiyor. Zalimin karşısında duranlara selam olsun.
Aziz Türkiyeli kardeşlerime, ikinci baskısı takdim edilen bu kitabın birinci baskısı, kısa bir zamanda tükenmişti. O günden buyana devamlı ·aranan, şahsıma ve yayınevine gönderilen mektuplarla okuyucuların büyük teveccüh ve alakasına mazhar olduğunu gördüğüm bu eserin ikinci baskısını da yapmak, bir zaruret haline gelmişti. Şimdi, onun bahtiyarlığına ermiş olmı,mın sevinci içindeyim. Ayrıca, beni en çok bahtiyar kılan önemli bir noktayı da belirtmek isterim. Senelerden beri ihmal edilen bir davanın, artık yalnızlıktan kurtulmaya başladığını görmek, büyük hatıralarla dolu anayurdumuz Doğu Türkistan'a Türkiyeli kardeşlerimizin, bilgi ve hareket alanında sahip çıktığına şahit olmak, en büyük sevinç kaynağımız olmuştur. Türkiyeli okuyucuların bu derin alakalarına karşı, Türkistanlıların minnet ve şükranlarını iletmekle şeref duyarım. Türkistan konusunun, bunca unutulmuşluktan sonra, bir kısım Batılı devlet adamlarının da dikkatini çekmeye başladığı bir ortamda, eserin ikinci baskısının daha büyük bir alaka ile okunacağı, ve Doğu Türkistan'ın, vatansever aydınlarımızın zihninde yeni boyutlar kazanacağı ümidindeyim. Eserin birinci baskısından sonra, yazı ve makalelerinde yakın alakalarını esirgemeyen aydın ve vatansever dostlarıma, onu değişik okul ve talebe muhitlerinde tavsiye nezaketini gösteren öğretim üyelerimize, davamızda bize en büyük destek olan muhterem okuyucularımıza, birinci basımında olduğu gibi, bu basımında da büyük yardımlarını gördüğüm Otağ Yayınevi mensuplarına en deruni teşekkürlerimi arz ederim.
İsa Yusuf Alptekin
Doğu Türkistanlı bir Türk'le, Türkiyeli bir Türk'ün dili, değişik lehçe farkları bir tarafa, aynıdır ve bu iki bölgenin insanı, bir aracıya ihtiyaç olmaksızın, anlaşabilirler. Ve bu durum, düşman milletler tarafindan iyi bilindiği için; hem Doğu Türkistan ve Batı Türkistan gibi Ortaasya Türklerinin dili ve hem de Türkiye Türklerinin dili; anlaşmaya imkân vermeyecek tarzda uydurukça kelimelerle bozulmaktadır.
Tâ Urumçi'den Orta-Avrupa ülkelerine kadar
uzanan dil, din, kültür ve hayat bütünlüğünü ve bir de bu bütünlüğün siyasî üstünlüğünü düşünün. O zaman dünya politikası hangi milletin emrinde olacak, kestirilebilir. Elbette Türk Milletinin.. İşte bu vakadan ve Türk varlığından korktukları içindir ki, beynelmilel politik güçler (siyonizm, komünizm) Türk toplum ve coğrafyasını bölük-pörçük etmişlerdir.
Doğu Türkistanlı bir Türk'le, Türkiyeli bir Türk'ün dili, değişik lehçe farkları bir tarafa, aynıdır ve bu iki bölgenin insanı, bir aracıya ihtiyaç olmaksızın, anlaşabilirler. Ve bu durum, düşman milletler tarafindan iyi bilindiği için; hem Doğu Türkistan ve Batı Türkistan gibi Orta Asya Türklerinin dili ve hem de Türkiye Türklerinin dili; anlaşmaya imkân vermeyecek tarzda uydurukça kelimelerle bozulmaktadır.
Tâ Urumçi'den Orta-Avrupa ülkelerine kadar
uzanan dil, din, kültür ve hayat bütünlüğünü ve bir de bu bütünlüğün siyasî üstünlüğünü düşünün. O zaman dünya politikası hangi milletin emrinde olacak, kestirilebilir. Elbette Türk Milletinin.. İşte bu vakadan ve Türk varlığından korktukları içindir ki, beynelmilel politik güçler (siyonizm, komünizm) Türk toplum ve coğrafyasını bölük-pörçük etmişlerdir.
"...Çinlilerin altınına, gümüşüne, ipeğine, tatlı sözüne, değerli hediyesine kapılmadım. Bunlara kapılan ne kadar Türk'ün öldüğünü, Çin boyunduruğuna düştüğünü unutmadım. Tanrı yardım etti. Türk kağanı oldum..."