Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

İzzeddin Kaşani

İzzeddin KaşaniTasavvufun Ana Esasları yazarı
Yazar
6.0/10
2 Kişi
19
Okunma
4
Beğeni
1.046
Görüntülenme

Hakkında

İzzüddîn Mahmûd b. Alî b. Muhammed el-Kâşî (el-Kâşânî) en-Netanzî (ö. 735/1334) Mutasavvıf-şair. Muhtemelen Kâşânlı olup yine o bölgede bulunan Netanz kasabasında ikamet etmiştir. Sühreverdî tarikatı şeyhlerinden Nûreddin Abdüssamed b. Ali el-İsfahânî’nin müridi olan sûfî Abdürrezzâk el-Kâşânî’nin ders arkadaşı idi. Abdurrahman-ı Câmî, onun Şeyh Nûreddin ve Şeyh Zahîrüddin’in Ali b. Büzgaş vasıtasıyla Sühreverdiyye tarikatının pîri Ebû Hafs Ömer es-Sühreverdî’ye ulaşan icâzetnâmesini kaydeder (Nefeĥât, s. 481). Eserleri. 1. Miśbâĥu’l-hidâye ve miftâĥu’l-kifâye. Kaynaklarda Şehâbeddin es-Sühreverdî’nin ǾAvârifü’l-maǾârif adlı eserinin Farsça tercümesi olduğu belirtilirse de aslında ǾAvârifü’l-maǾârif ile Muhammed b. İbrâhim el-Kelâbâzî’nin et-TaǾarruf’unu esas alan, bunun yanı sıra Ebû Nasr es-Serrâc’ın el-LümaǾı, Ebû Tâlib el-Mekkî’nin Ķūtü’l-ķulûb’u ve Abdülkerîm el-Kuşeyrî’nin er-Risâle’si gibi temel tasavvufî kaynaklardan da geniş ölçüde faydalanılarak meydana getirilen telif bir eser niteliğindedir. On bölümden (itikad, ilim, mârifet, ıstılahlar, müstahsenât, âdâb, amel, ahlâk, makam, hal) meydana gelen kitabın her bölümünü ayrıca on alt bölüme ayıran İzzeddin el-Kâşî eserini ǾAvârifü’l-maǾârif’ten farklı bir şekilde düzenlemiştir. Farsça nesrin güzel bir örneğini teşkil eden Miśbâĥu’l-hidâye, anlaşılması zor bazı ifadeler ihtiva etmekle beraber genelde sade ve akıcıdır. Eseri daha sonra İmâd-i Fakīh manzum hale getirmiştir (Safâ, III, 1265). Câmî, Nefeĥâtü’l-üns’ün giriş kısmında mârifet ve tevhid konularını işlerken Miśbâĥu’l-hidâye’den yararlanmıştır (Tahran 1291; nşr. Celâleddin Hümâî, Tahran 1325, 1367 hş.). 2. Keşfü’l-vücûhi’l-ġur li-meǾânî Nažmi’d-dür. İbnü’l-Fârız’ın et-Tâǿiyye diye bilinen meşhur kasidesinin şerhidir. Eserde, tasavvufun temel konuları hakkında özlü bilgiler veren bir giriş bölümünden sonra beyitler tek tek ele alınıp Farsça’ya çevrilmiş ve şerhleri yapılmıştır. Kâşî, et-Tâǿiyye’nin diğer şerhlerinin etkisinde kalmamak için bu şerhlere başvurmamaya çalıştığını, eseri tamamıyla kendi tasavvuf anlayışına göre şerhettiğini özellikle belirtir (Tahran 1319; Kahire 1319). Celâleddin Hümâî, bu baskılarda müellif adının Abdürrezzâk el-Kâşânî şeklinde verilmesinin yanlış olduğunu belirterek eserin gerçekte İzzeddin el-Kâşî tarafından kaleme alındığını söyler
Tam adı:
İzzüddîn Mahmûd b. Alî b. Muhammed el-Kâşî (el-Kâşânî) en-Netanzî
Unvan:
Şair, Yazar
Ölüm:
1334

Okurlar

4 okur beğendi.
19 okur okudu.
8 okur okuyacak.
Reklam

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
çıldırmamak elde mi
Sırri Sakati (r.a.) şöyle buyurmuştur: "Bir gece virtleri tamamladıktan sonra mihraba doğru ayağımı uzattım ve şöyle bir nida duydum: "Ey Sırri melikler böyle otururlar." Hemen ayağımı çektim ve "İzzetine and olsun ki bundan sonra asla ayağımı uzatmayacağım" dedim. Cüneyt buyurdu ki: "O hadiseden sonra altmış yıl yaşadı ve ne gündüz ne de gece ayağını bir daha asla uzatmadı." Akıl sahibi edip bir dakika dahi zahirî veya bâtınî, sırrî veya aşikar âdabın inceliklerinden geri kalmaz. Zira adap zahirde ihmal edilirse zahirî, bâtında ihmal edilirse bâtınî cezaya duçar olunur.
Sayfa 203 - kurtuba kitap, birinci basım, farsçadan çeviren: hakkı uygur, mayıs 2010, bayezid
Dün ölmüştür, yarın doğmamıştır, bugün ise can çekişmektedir. Kim mâzî ve âtinin zikriyle meşgulse helaktedir. Kurtuluş ve selâmet, vaktin farzını yerine getirmektir ki bu kendisinden razı olunan fiilin ameliyle birlikte kıyam ilmidir.
Sayfa 67
Reklam
"Allah ilmi insanların arasından almaz; ancak âlimlerin ölümüyle ilim de ölür ve insanların arasında âlim kalmayınca, onlar câhilleri önder seçerler ve onlardan meseleleri sorarlar; câhiller de bilmeden fetva verirler. Kendileri dalâlette oldukları gibi, insanları da dalâlete iterler.
Sayfa 52 - kurtuba kitap, birinci basım, farsçadan çeviren: hakkı uygur, mayıs 2010, bayezid
Zira halktan kesilmek ve Hak ile meşgul olmak beğenilen bir iş olup ömür devam ettiği müddetçe bu durum sürmelidir. Birisi Şiblî'den bir nasihat isteyince o şöyle cevap verdi: "Yalnızlığa riayet et, ad ve alâmetini yok et ve ölene kadar uzlete çekil."
Sayfa 169 - kurtuba kitap, birinci basım, farsçadan çeviren: hakkı uygur, mayıs 2010, bayezid
Sehl bin Abdullah şöyle demiştir: "Nefsin bir sırrı vardır ki bu Firavundan başkasına zahir olmamıştır. Bu yüzden o, "Ben sizin yüce rabbinizim" dedi. Nefsin yedi semavî hicabı ve yedi zemini hicabı vardır. Kul nefsini yerin tabakalarında ne kadar aşağı gömerse, kalbi o miktarda göklere yükselir. Eğer nefsini yerin altına gömerse, kalbi arşa yükselir". Ebû Yezîd (ra.) ise şöyle demiştir: "Kim nefsini öldürürse, rahmet kefenine sarılır ve keramet zemininde defnedilir; kim de kalbini öldürürse, lanet kefenine sarılır ve ceza toprağına defnedilir".
Sayfa 83 - kurtuba kitap, birinci basım, farsçadan çeviren: hakkı uygur, mayıs 2010, bayezid
Henüz kayıt yok

Yorumlar ve İncelemeler

Tümünü Gör
Reklam
Henüz kayıt yok