Ben onlara, bu kadar insanın kaderini zavallı ve yanılmaya müsait bir canlının ellerine bırakmamalarını, Tanrı’ya inanmalarını ve dünyevi mesellelerde bilgeliği önder edinmelerini telkin ettim.
Biz, bilgi çağı denilen bir dönemden, bilgi kirliliğinin zamanın ruhu olduğu bir döneme doğru yelken açarken; karakterlerini felsefi, dini, kültürel öğelerden olabildiğince soyutlamış bir metin kanaatimce bize oldukça ilgi çekici gelmelidir.