California, Visalia'da doğan Jane Porter, kalbinde küçük bir kasaba kızıdır. Orta Kaliforniya'nın altın dağ eteklerine, meşe ağaçlarına ve portakal çiçeklerinin tatlı ve sert kokusuyla zengin olan kilometrelerce çiftlik arazisine bayılıyor.
Amerikan Edebiyatı ile Amerikan tarihini birleştiren bir program olan UCLA American Studies'den lisans derecesi ile satış ve pazarlama alanlarında çalıştı. Daha sonra Jane, yüksek lisansını San Francisco Üniversitesi'nden yazdı ve ortaokul ve lisede İngilizce öğretti. Şimdi iki küçük oğluyla birlikte engebeli Seattle, Washington'da yaşıyor. Yağmurlu bir günü de umursamıyor, çünkü o zaman masasına oturup uzak yerler, büyüleyici insanlar ve en önemlisi aşk hakkında hikayeler yazıyor. Jane mutlu sonla biten bir hikayeyi sever. Ama sonra, o hepimizin do inanmaktadır.
Yepyeni kitaplarla karsinizdayim kitaplar diyorum cunku bu eser iki farkli yazardan iki farkli hikayeyi anlatiyor. Toplamda 224 sayfadan olusan kitap, ihtirasli romantizmi konu aliyor. Akici ve insani bogmayan bir gidisati var. Hikayelerin baslangiclarinda karakterlerin tanitildigi sayfalar yer aliyor ve boylelikle kisa olan bu hikayelere adaptasyon kolaylasiyor. Bu kitabi 09.10.2012 senesinde Giresun-Istanbul otobus yolculugu sirasinda bir dinlenme tesisinden alip bir cirpida bitirmistim. Umarim siz de benim gibi seversiniz. Keyifli okumalar..