Sabırsız oluşumuz, kendimize basit sorular soramayacak kadar olgun olmayışımız çoğumuzu yüzeysel tipler yaptı. Yine de bütün bunlara karşın, yaşam ve davranış biçimlerimizi irdelediğimizde zihnimizde bir duraksama oluşuyor. Biz bunlara varoluş krizleri adını taktık.
Zamanımızı başkalarının işlerini yaparak harcamaktan öyle yorgun düşeriz ki, hayatımızı kimi fiziksel hareketlerimiz dışında hep dinlenerek geçiniriz. İçimizde harekete başlamadan önce düşünmeye, düzenlemeye, yaratıcı kültürel bilgiler kazanmaya karşı bir isteksizlik başlar.
Uyku, oyun, avarelik yerine ya da yemek yerken, çalışırken, konuşurken bir yandan da onu izliyoruz. Tatlı sohbetler, gevezelikler, kendimizi dinleyerek sükûnet bulmalar geçmişte kaldı.
#day26
Sürekli bir şeylere egemen olmak peşinde adam. Üç cümleden beşinde bir şeylere egemen oluyoruz. Çeviri o kadar kötü ki bazı cümleler anlamını yitirmiş. Kitaptan da yeni iki üç şey öğrendiysem belki, daha güzelleri net vardır.