Jess Wells Gönderileri
Jess Wells kitaplarını, Jess Wells sözleri ve alıntılarını, Jess Wells yazarlarını, Jess Wells yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bizlere fahişelerin saygıdeğer ailelere kalkan olduklarını söylerler- kadını baskı altında tutmak ve ayrıma uğratmak için bir erkek kurumu mantıkları, tüm kadınları belli sınırlar içinde tutmak için bazı kadınların satın alınması gerektiğini söyler. Fahişeliğin, bir başka türlü tecavüzü gündeme getirdiği halde, tecavüzü engellediğinden dem vururlar
"Milyarder Çetesi" adlı seks imparatorunun, Hollanda ve Belçika'da çok sayıda seks kulübü ve randevuevi var. Bu seks kulüpleri ve randevuevlerinden milyonlarca guldenin üstünde geliri olduğu tahmin ediliyor. Gelirlerin büyük kesimi ise dış ülkelerden getirilen "kurbanlar" üzerinden sağlanıyor. Çete, adını Rotterdam'daki "Le Milliardaire" seks klübünden alıyor. Daha çok, Asya (Tayland, Filipinler, Singapur) ve Güney Amerika'dan kadın alıp satıyorlar.
Sayfa 117Kitabı okudu
Pornografi, romantik aşk macerasının aynadan yansıyan imajıdır. Böyle bir macerada erkek güçlü ve koryucu, kadın yumuşak ve saftır. Pornografide erkek güçlü ve sınır tanımayan, kadın yumuşak ve iffetsizdir. Romantik aşk böylece kadına bir güvenlik duygusu verir; pornografi ise erkeğe erkeklik ve mertlik. Son toplamda: Kadın güven dolu, erkekse şehvet. Ve bir anımsatma: Bugün pornografi endüstrisi film ve müzik endüstrilerinin toplamından çok daha büyük rakamları döndürüyor.
Bir erkekte dürüstlük yok, bizlerde var. Biz elimizdeki her şeyi veriyoruz. Yine de yaranamıyoruz. Erkekler maço, saldırgan, kadınlar daha duygusal. Seni olmadık bir anda yüzüstü bırakıveriyor.
"Biliyor musun?" diyor, "fahişe travestilerin bazı avantajları var. Birincisi, doğal bir korunma yöntemi olarak çocuk doğuramıyor. Hap yok, spiral yok, kürtaj yok. İkincisi, dostundan ya da müşterisinden dayak yemiyor. Her an kavgaya hazır. En ufak bir terslikte adama girişebiliyoruz.
Sayfa 112Kitabı okudu
"Senin anlayacağın erkekler birinci, sınıf kadınlar ikinci, travestiler üçüncü sınıf."
"Biz," diyorlar, "en namuslu, en vefalı kadın tipiyiz. Ama kimse bizi savunmuyor. İkimize de tecavüz edildiğini düşün. Yani sana ve bana. Senin için herkes birbirine girer ama ben yine onların tabiriyle- orospuyumdur, kimse parmağını bile kıpırdatmaz. Karakolda sen hanımefendi muamelesi görürsün, ben orospu. Erkek arkadaşımla gezemem. Ahlak yakalarsa sana inanmaz. Bu adam senin pezevengin, der.
Sizce de öyle mi?
Din ve evlilik kadının gücünü yok etmek için birleşmişlerdir.
Eğer bu ülkede devlet denetiminde fuhuş ve genelev sistemi sürecekse bu kadınların en baştan sigortalanmaları gerekir. Yalnız başkalarını hasta etmemeleri için değil, kendi sağlıklarını da korumak için. İnsanca davranılan sağlık kuruluşlarında polisiye önlemsiz mayene ve tedavi olabilmelidirler. Ayrıca, zorla fuhuşa itilen çaresiz kadınlara bu aşamada destek verecek, yol gösterecek görevli kuruluşlar oluşmalıdır.
Pr. Dr. Türkan Saylan
Ülkemizde genelevlerde çalışan kayıtlı fahişelerin zorunlu kontrolleri yetersiz, ceza gibi algılanıyor. Kaçakların ise hiçbir kontrolü yok. Her türlü hastalığı almaya ve vermeye açıklar. Unutmayalım ki, fahişeler hastalıkları erkeklerden alıyor ve kendileri hasta olup daha sonra yayıyorlar. Oysa biz hep kadınların sağlık kontrolünü erkeklerin sağlıklı kalması için yapıyoruz.
Sayfa 98Kitabı okudu