Söyleyecek ne vardı ki? Herkes birilerini kaybetmişti. Herkes yuvasından olmuştu. Kimse zamanı geri alıp en büyük problemlerimizim sağa sola dökülen ojelerve kırılan fincanları olduğu günlere dönemezdi. Bu noktaya takılıp kalkmak hiçbir şeye iyi gelmezdi. Özellikle de bugün.
...Ama artık dünya deniz tarafından yutuluyordu. Geriye kalanlar de yeşile, kıskançlık ve gücün yabani otlarına boğuluyordu. Bazen de adalet aşkı acı verici aşırılıklara neden olabiliyordu. Ve yabani otları çiçeklerden ayırmak gittikçe zorlaşıyordu.