Devlet millet ve rejim için en tehlikeli olan da; birlik ve beraberliğin bozulmasıdır, bölünmelerdir.Bu bölünmeler:
Dini yönden; tarikatçılarla.
Fikri yönden; sağcılık, solculuk, aşırıcılık oluşumları ile.
Mesleki yönden; mülkiyeliler, harbiyeliler, tıbbiyeliler, öğretmenler, işçiler vs. gibi.
Coğrafi yönden; doğulu, batılı, kuzeyli, güneyli gibi.
Irkçılık yönünden; laz, tatar, çerkez, kürt, arnavut gibi ayırımcılarla olur..
Düşünülmelidir ki, bizim ulusal birliğimiz misak-ı milli hudutlarımız el ele, diz dize, omuz omuza mücadele veren atalarımızın, dedelerimizin, babalarımızın dökülen kanları ile çizilmiştir...
Bir insanı insan yapabilmek için evvela o insanın iç dünyası oluşturulmalı, ona bilgisayara verilen bilgiler gibi hak, adalet, sevgi, saygı, yardım, doğruculuk, temizlik, çalışma inanç gibi toplumda dengeli, insanca yaşamanın şartları verilmeli.
Bu rejimde ; ulusal güvenlik, dış politika, kişilerin özel yaşamı hariç her şey millete açık olacaktır ve iktidardakiler her zaman millete hesap verme durumunda olacaklar. Demokrasilerde Allah'tan başka kimseye hesap vermem diye bir sözcük yoktur ve olamazda.
Yurdumuzda demokrasi düzenine başladığımız 1946 yılından bu yana ulusal varlığımızın özünü oluşturan insanımız daima ihmal edilmiştir. Vatandaşın ekonomik yapısı, sağlığı, sosyal durumu ön planda önemsenmemiş, düşünce ve kültür düzeyi üzerinde titizlikle durulmamıştır. O sadece oy makinesi kabul edilmiş, seçimden seçime hatırlanmıştır. Her seferinde de dinsel inançları sömürülerek iktidarların dayanağı haline getirilmiştir.
Rejim Ve Müdahale, Hiç okunmamış bir kitap olması açısından bir fikir olması sebebiyle inceleme yazma gereği duyuyorum.
Yazar hakkında internet veya uygulamada hiç denecek kadar az bilgi var, hatta yok diyebilirim.
Kazım Avdan, 1922 İstanbul doğumlu, Ordunun çeşitli emir, komutasında görev yapmış ve 1974 yılında Tümgeneral rütbesiyle, Kara Kuvvetleri Harekat Başkanı olarak emekliye ayrılmış. Daha sonra Adalet Partisi, Milliyetçi Demokrat Parti ve Doğru Yol Partisi bünyelerinde politika yapmış, son olarak da özel sektörde yürütme kurulu ve müşavirlik görevlerinde bulunmuş.
Kitaba gelecek olursak
Kazım Avdan, kitabın yazılış amacı olarak yakın siyasi tarihimizin asker ve sivil olarak gözlemlerini hatıra maksatıyla kaleme aldığını ve bilhassa politikaya heves edenler ve onlara oy veren bizlere bir bakış açısı olması sebebiyle yazdığını dile getiriyor.
Gerçekten kendi ifadelerinde dediği gibi kitabı okurken nasıl devlet yönetilir, hükümetlerin iktidarda üzerine düşen yükümlülükleribş samimi bir söylemle açıklayarak dile getiriyor.
Kitabında yer yer askeri müdahalelerin o zamanın ülke şartlarındaki ortamı da anlatarak kendi bakış açısına göre gerekliliklerini dile getiriyor.
Genel itibariyle kitabı objektif bakış açısı ile samimi buldum taraf gözetmeksizin devlet yönetiminin nasıl olması gerektiği anlatılıyor.
Farklı bir bakış açısı olması sebebiyle kitabı samimiyetle önerebilirim...