Ne beklerdin,ne buldun yeryüzünde ey serseri,
Bilinir mi böyle yerde bir kimsenin öz değeri?
Unut artık bunca yıldır tükettiğin emekleri,
Devlet kuşu konsa bile istemem bundan geri
İşte geldik gidiyoruz, şen olasın Halep şehri.
Saadet uma uma geçti ömrümün yarısı,
Bilmem niçin düşmüyor başımıza darısı,
Balarısı olamadım, oldum eşek arısı,
Herkes çalım satarken canlı bir afiş gibi,
Ben kendimi harcadım beş paralık fiş gibi...
Sende cevher var imiş, onu herkes ne bilsin?
Kimler böyle züğürdün huzurunda eğilsin?
Şöyle bir dairede müdür bile değilsin,
Ne çıkar öğrenmişsin mesahası (piy) diye,
Geçti Bor'un pazarı, sür eşeği Niğde'ye!