Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Kral Abdullah

Kral AbdullahBiz Osmanlı'ya Neden İsyan Ettik? yazarı
Yazar
7.8/10
42 Kişi
173
Okunma
4
Beğeni
2.178
Görüntülenme

Kral Abdullah Gönderileri

Kral Abdullah kitaplarını, Kral Abdullah sözleri ve alıntılarını, Kral Abdullah yazarlarını, Kral Abdullah yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Çok ilginç bir hal. Yazık!
Ey Araplar! Bilmelisiniz ki İngiltere ile işbirliğine eğilimli olmamız gerekiyor. Çünkü dikkat edin, bütün büyük uluslar onlara karşı çıkmaktan aciz kalmışlardır.
Sayfa 243Kitabı okudu
Kanun-ı Esasinin ilan edildiği dönemlerde [1908] Suriyeli aydınları çabaları adem-i merkeziyetçiliği elde etmeye yönelikti. Bu amaç uğruna çalışan propagandacıların Avrupa’daki merkezi doğal olarak Paris, doğudaki merkezi ise Mısır’dı. Türklerin baskısı yüzünden bu düşünceler her Arap ülkesinde gözle görülür bir desteğe sahipti. Dünya savaşı çıktığı zaman fırsattan istifade edilerek Arap Ayaklanması başlatıldı.
Sayfa 230Kitabı okudu
Reklam
Suriye bölgesinde Mısır sınırından Irak ve Türkiye’ye kadar olan bölgelerde küçük devletlerin kurulmasının Arapların çıkarına zarar veren bir paylaşım olduğunu söylemek istiyoruz. Bu sınır belirleme işlemi, manda yönetimlerince ortaya çıkartılan, ancak vatanımızın karşı çıkıp mücadele ettiği bir durumdur. Eğer bu paylaşımı onaylarsak, ulusumuzun reddettiği şeye boyun eğmiş olacağız. Ayrıca Yahudiler ve destekçileri aynı şeyi Filistin’de isteyecek olurlarsa onlara karşı elimiz çok zayıflayacak.
Sayfa 227Kitabı okudu
Ayaklanmayı gerçekleştirenler için en büyük kayıp, ayrılma sürecinin şahsî menfaatler uğruna küçük devletlere bölünme şeklinde sonuçlandığını ve ulusun, amacı olan şerefe ve tarihî hakkına ulaşamadığını görmek olacaktır.
Sayfa 227Kitabı okudu
Diğer yandan, Araplar ve Türklerin anlaşmaya varamamaları ihtimaline karşılık, Arapların en büyük hakkı olan bağımsızlığa ulaşma yolunda çözüm üretmesi için Büyük Britanya ile de yazışmalar yapılıyordu.
Sayfa 224Kitabı okudu
Şerif Hüseyin o dönemde Osmanlıya bağlıydı. Osmanlıların üstünlüğünü kabul ediyor ve devletin bekasını, sonucu bilinmeyen bir parçalanmaya maruz kalarak yıkılmasına tercih ediyordu. Bu düşüncesi, İttihatçıların kendim beğenmişlikleri zirveye ulaştığını ve Arapların kendini beğenmiş, haddini bilmez ve kendilerinden başka herkesi hor gören Türklerden ayrılmasının zarurî olduğunu görene kadar devam etti.
Sayfa 223Kitabı okudu
Reklam
Son iki asır boyunca meydana gelen değişiklikler, Araplar ile diğer unsurlar arasındaki bağların sarsılmasına yol açmıştır. Sultan II. Mahmud zamanında ilan edilen Tanzimat Fermanı[!], Kurandan ve Peygamberin sünnetinden elde edilen İslâmî öğretilerden ayrılarak bizzat bu yolu benimseyenlerin bile anlamadığı Batı tarzı yeni ve garip bir yola girme macerasındaki ilk basamaktı.
Sayfa 222Kitabı okudu
Arapların Arap olmayan bazı Müslüman milletlerin egemenliği altına girmiş olmaları, söz konusu bu milletlerin İslâm’ın öğretilerine ve Muhammedi kardeşliğe boyun eğmelerinden dolayıdır. Kuranın öğretileri hakim olduktan ve sünnet ile amel edildikten sonra, Araplar için sultanın Arap yahut başka bir ırktan olması arasında fark yoktur. Bu yüzden Arap milletleri İslâm sultanlarına bakarken, Allah’ın sadece Arap olan Resule verdiği şerefi görmek isterlerdi.
Sayfa 221Kitabı okudu
Fahreddin paşanın tüyleri diken diken eden cevabı...
Biz Osmanlı'ya Neden İsyan Ettik?
Biz Osmanlı'ya Neden İsyan Ettik?
Lavvrence, harcadığı paralar ve yaptığı konuşmalar sayesinde Arapların taçsız kralıydı ve ayaklanmanın gerçek lideri sayılıyordu. “O olmasaydı, Araplar hiçbir şey elde edemezdi” diye düşünenler bile vardı!
Sayfa 132Kitabı okudu
Reklam
mutlak hilafet yönetimini sürdürseydiniz size karşı çıkmazdık. Ancak sultan ve millet üzerinde hakimiyet kurmak maksadıyla icad ettiğiniz şu meşrutiyet yönetimi bizim bu kadar acele etmemizin en büyük sebebidir.
Sayfa 116Kitabı okudu
Rahmetli babamın yönetimi sırasında, kendisinin Osmanlı ve Türk siyasetine tam bağlılık prensibinden vazgeçmesine yol açan en büyük fikir değişikliği, Asîr savaşıyla ortaya çıktı.
Gülhane Hatt-ı Hümayunundan [1839] önce Osmanlı Devleti, Osman ve Orhan Gazi zamanından beri beyliklerden farklı bir yönetimle idare ediliyordu. Bu idare gayet sağlam ve usta bir idareydi. Allah Teala bu yönetim sayesinde Osmanlı Devletine Ortadoğu ve İslâm dünyasını yönetme imkânı vermişti. Ayrıca Osmanlılar hilafeti de bünyelerine almışlardı. Osmanlı Devleti yönetim açısından çağdaşlarına göre çok daha iyi durumdaydı.
Sonuçta, İttihatçıların dar görüşlülükleri yüzünden hilafet ve saltanat idaresini kendilerince meşrutî bir millî hükümete çevirmeleri ve Müslüman Arap hükümranlığını Batı ruhuyla işlenmiş zorba bir yönetimle değiştirmeleri yüzünden Araplarla Türkler arasındaki bağlar koptu.
Bence Sultan Abdülhamid İslâm dünyasmın son büyük sultanıydı. Onun tahttan indirilmesinden sonra meydana gelen olaylar, Kufe ve Mısırlıların Hz. Osman’a yaptıklarından sonra meydana gelenlere benzer. Hz. Osman nasıl fitne ile Müslümanlar arasındaki sınır idiyse, Abdülhamid de bu çağda insanlarla fitne arasındaki perdeydi. Bu perde yırtılınca fitneler ortaya çıktı
501 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.