"Karanğı Kazak kögine
(Karanlık Kazak göğüne,)
Örmelep şığıp kün bolam.
(Tırmanıp çıkıp gün olam.)
Karanğılıktın kegine (Karanlığın bağrına,)
Kün bolmağanda, kim bolam?!
(Gün olmazsam kim olam?!)"
Diye "Sultanmahmut Torayğıroğlu" adını telaffuz ettiğimizde gençliğinde yana yana büyüyen, ömrü ateşler içinde geçen, şiir alevine belenip ölen bir dahi olarak gözlerimizin önüne geliyor Kazak Türkü'nün bu ünlü serdengeçtisi...
Beysenbay Kenjebayoğlu
"O zamanlar, Kazak dilinin devlet işlerinden uzaklaştırıldığı dönemdi. Açlık geliyordu. Bu açlığa karşı yardım toplayan Aymavıtoğlu kurşuna dizilmişti. Bu gelişmelere rağmen O, milliyetçi olmaktan korkmadan " Sosyalist Kazakistan" gazetesinde "KAZAK DİLİ HAKKINDA", "YİNE KAZAK DİLİ HAKKINDA" (1933) başlığıyla iki makale yazarak, Kayıpnazaroğlu, Basımoğlu, Amanjoloğlu gibi alimlerle tartıştı ve ana dilinin değerini savundu."
"Başka Türk ellerindeki dillerle karşılaştırınca Kazak dili zengin sade ve güzeldir... Kazak dili, İslamiyetle birlikte bünyesine giren sözlerin etkisinden kendisini daha iyi korudu. Kendi öz Türkçe kaynağını saklamasını bildi..."
(V. Radlov)
Kudretli olmak isteyen Türk'ün canı
Gerçekten hasta mı, bitti mi hali?
Yürekteki ateş söndü mü, kurudu mu?
Damarında kaynayan atalar kanı?
Kardeşim! Sen o yanda, ben bu yanda
Kaygıdan kan yutuyoruz, bizim adımıza
Lâyık mı kul olup durmak? gel gidelim
Altay'a atadan miras Altın tahta.
Alaş'ın Azaplı Yolu nu okurken Mirjakıb Dulatulı'nın Kayda idiñ (Neredeydin) şiiri aklıma düştü ve şu linkte de çok güzel bir seslendirmesi mevcut;
youtu.be/QaemLTTHSQM
Söze Kazakların bahadır oğlu Bavırjan Momışoğlu'nun sözü ile başlamak isterim
"Bana halk kahraman diyor. Halkın hürmetine teşekkürler. Ama ben edebiyat meydanının bir bahadırını biliyorum, övünüyorum. O, Prof. Beysembay Kenjebayoğludur. Millet edebiyatı tarihini asırlar öncesine götürerek bugünle birleştirmek kahramanlık değil de nedir?? "
" Geleceği tahmin edebilen, zeki, ideolojinin üstünlüğünü kabul etmeyen alimlerden biri, B. Kenjebayoğlu" ve daha nicesi
Sovyetlerin tüm baskılarına rağmen asla yılmayan , sürgün edilmekten, ölümden dahi korkmayan Beysembay Kenjebayoğlu! Yalnızca Kazak edebiyatı için önemli bir aydın değil. Tüm Türk Dünyası için çok önemli birisi. Alaş üyelerinin devrin acımasız koşulları arasında nasıl sıkıştırılıp ortadan yok edildiğinin hikayesidir bu kitap. Okursanız çok şey kazanacağınızdan eminim. Ve arka kapağındaki bir söz ile bitiriyorum. Bu kitaptaki satırlarda milli duruşun insanı hangi engellerle karşılaştırdığı ve yine insanı hangi ufuklara sürüklediği gerçeği ile karşılaşacaksınız...