İstanbul Üniversitesi Eczacılık Fakültesi mezunu olan Bozoklar, gençlik yıllarında Türkiye İşçi Partisi üyesi oldu. Çeşitli politik dergilerde "Işık Kutlu" takma adıyla köşe yazıları yazdı. Yazıları nedeniyle 300'den fazla davada yargılandı. 1973 yılında bir silahlı saldırıda vurularak yaşamını felçli bir halde tekerlekli sandalyede engelli olarak sürdürmeye başladı. İki yıl tutuklu kaldı. 21 yıl kalemini elinden bırakmayan ve siyasi konuların yanı sıra, kadın sorunlarına da değinen yazar, slogan haline gelen "Yaşamak direnmektir" sözlerini ilk kez kullanan sanatçı olarak bilinir.
Mezarı Ankara Karşıyaka Mezarlığı'ndadır.
Yaşamayı seviyorum!
öylesine üzgün öfkeli
ve kahır doluyum
sonsuz kederli
Yaşamayı seviyorum!
Haykırmak istiyorum
canım sevdiceğim
ne denli yalın ve küçücük
olsa da gerçeğim
Diyeceksin ki;
Çok söylenmiş bir türkünün ezgisi
bana dinleteceğin
kavgadan söz ederdin sen
ve o büyük sevdadan
Neyleyim
benim şafak sözlü yüreğim
Hüzne kedere ölüme inat
En büyük kavgadır
yaşamayı seviyorum!
Diye böylesine öfke dolu haykırmak
İçli bir ezgi tadında yaşamak istiyorum.
-her söylenişte güzelleşen-
Şarap tadında sevilmek
-en iyi bağ bozumlarının ürünü-
ve sevmek şiircesine
Yepyeni bir dünya için
değişmek ve değiştirmek hiç durmadan
ve usulca ölmek sonra
Daha sonra demek, hiçbir zaman demektir. Kadının toplumsal ve ekonomik bağımlılığı bir kez başladıktan sonra ailenin kutsallığı kadının geriliği ve zayıflığı yüzyıllar boyu temel bir dünya görüşü haline gelmiş, bunun üstüne bedeni ve ahlaki ruhi bir baskı sistemi inşa edilmiştir. Tarihle, felsefe ile, toplumbilim ve biyoloji ile desteklenen ıdeolojik olarak durmadan yeniden üretilen bir sistemdir bu.
Ancak kadınlar artık tarihlerine sahip çıkmaktadır. Her alanda var olduklarını var olacaklarını fiili olarak ortaya koymaktadırlar.
Kadınlar köleleştirilecek ve saldırılabilecek, leke sürülebilecek, erkeklerin korumasına muhtaç bir mülk olarak görüldüklerinden baskı altında tutulmak isteten bir halkı; ötekini, düşmanı aşağılatmanın küçük düşürmenin ve KADINSILAŞTIRMANIN bir aracı hâline gelir. Kadınlara yönelik şiddetin emperyalist saldırganlar militarist güçler tarafından nasıl azdırıldığını anlamak için araştırmacı olmaya gerek yoktur. Çünkü öteki olmanın bedeli daima kadınlar tarafından ödenmektedir.
Engels der ki : Toplumsal ilerleme ve çağ değişimleri, kadınların özgürlükleri ile orantılıdır. Toplum alanında gerileme ise kadınların özgürlüğünün azalması veya gerilemesi ile gelir. Kadın imtiyazlarının genişlemesi tüm toplumsal ilerlemenin temel ilkesidir.
Doksan sekiz Mayıs'ı;
Yetmiş ü çte devrim düşü görüyordum Görüyorum yine
Özgürlüğü ve maviyi seviyordum
Seviyorum yine
Yaşamak direnmektir diyordum
Diyorum yine
İsyan rengi sevdalar büyüttüm yüreğimde Kavgayı se çtim hep hüzünleri dünlere bırakıp Bırakırım yine
Doksan sekiz Mayıs'ı
Başlamam gerekseydi her şeye yeniden
Yoldaş devrimci olmayı
Seçerdim yine
Payıma düşeni onurla taşıdım
Kabulümdür
Taşırım yine