1940 yılında İranlı bir baba ile Amerikalı bir annenin kızı olarak İran'da dünyaya geldi. Tahsiline ailesiyle birlikte yerleştiği Amerika'da başladı. Pennsylvania Pittsburgh'da Chatham College'da tarih okudu. 1964'te, 24 yaşındayken kocası ve çocuklarıyla birlikte İran'a gitti. Tahran Üniversitesi'nde Seyyid Hüseyin Nasr ile birlikte İslâm hakkında çalışmaya başladı, Kur'ân Arapçası öğrendi. 1988 yılında Amerika'ya dönerek rehberlik-psikolojik danışmanlık ve felsefe alanlarında yüksek lisans eğitimi aldı. Doktorasını New Mexico Üniversitesi'nde eğitim psikolojisi sahasında yaptı. Bir dönem Chicago Üniversitesi'nde İslâm üzerine ders verdi. Üç kez dünyayı dolaşarak Londra, Paris, Roma, Kopenhag, Tokyo, Kuala Lumpur ve Pekin gibi şehirler başta olmak üzere pek çok yerde çeşitli dinî ve akademik eğitim kurumlarında İslâm'da Kadının Rolü, Mevlânâ'ya Göre Kadın, Hac ve Bugünkü Anlamı, Tasavvuf gibi konularda dersler verdi. Geleneksel Psikoloji Enstitüsü'nün müdürlüğünü de yürüten Bahtiyar aynı zamanda Amerika'daki en eski İslâmi yayıncı, kitabevi ve dağıtımcılardan olan ve 1976'da Chicago'da kurulan Kazı Publications'ın sekretaryasında çalışmakta; psikolog, yayıncı, editör ve akademisyen ve önemlisi de bir sufi olarak çeşitli faaliyetlerde bulunmaktadır.
Katolik bir eğitim alan yazar, sonradan İslam'ı seçti. 1964 yılından beri İslâm ve tasavvuf alanında çalışan Bahtiyar, tasavvuf, İslâm'da kadın, mimari, psikoloji, ahlak ve enneagram gibi konularda yoğunlaşan birçok telif eser vermiş; (bir kadın tarafından yapılan ilk Kur'an tercümesi olan) Kur'an tercümesinin yanı sıra başta Ali Şeriati'den yaptığı çeviriler olmak üzere İslâm'la ilgili otuzun üstünde kitabı İngilizceye çevirmiş; çok sayıda çalışmanın editörlüğünü yürütmüştür.
İnançlar da hedeflere ihtiyaç duyar. Hedefleri de değerler belirler. Bu noktalar arasında bir uyum yoksa benimsenen değerlerle gayeye götürecek hedefler arasında bir iç çatışma yaşanmasindan dolayı dönüşümün başarıya ulaşması mümkün olmayacaktır.
...Şiblî şöyle der: "Kalıcı oruç, bir insanın tüm hayatını bir güne sığdırması ve bu günü yalnızca ilâhî mevcudiyetin görülmesiyle bozulabilecek şekilde oruçlu gecirmesidir."
Vahdet-i Vücûd
İnanç ifadesi "Allah'tan başka ilah yoktur" ve Kur'an ayeti "De ki Allah tektir" (İhlas, 1) ile başlayan Vahdet-i Vücûd öğretisi Sufî metafiziğinin esasıdır. Mahmud Şebüsterî, o güzel Gülşen-i Râz'ında yalın bir şekilde şöyle söyler: "Bir'i gör. Bir'i söyle. Bir'i bil."
Sufîler Allah'ın aşkınlığını ve içkinliğini bir ve aynı zamanda tanırlar ve öğretilerinde bunu ifade ederler. Allah "şah damarından daha yakın" (Kaf, 16) olmakla beraber Ayete'l Kürsüde ifade edildiği gibi evrendeki her şekil/düşünce ve nesnenin üstündedir. Burada, ancak Akıl veya Ruh vasıtasıyla bilinebilen zıtların uygunluğu vardır ki bu esas, manevî sezgi yoluyla mistiğe kendini gösterir.
Sâlik, muhakeme (reason) ile başlar; onun ışığı, güneş ışığı gibi görünen Aklın (Intellect) yanına konulduğunda sadece bir mum gibidir. * Çölün karanlığında seyahate başlarken muma ihtiyacımız vardır, fakat güneşin aydınlığı bir kere yükseldiğinde mumu bir kenara bırakırız.
-------------------------------------------------------
* Burada aklın iki derecesine işaret edilmektedir. Batı'da ratio ve İntellect (yun. logos ve nous) şeklinde yapılan bu klasik ayrım, İslam kültüründe akl-ı meâş ve akl-ı meâd şeklinde yapılır. Akl-ı meâş; dünyevî işlerde kullanılan maddî saha ile sınırlı akıldır. Akl-ı meâd ise uhrevî meseleleri idrak eden maddî âlemin sınırlarını aşabilme gücüne sahip metafiziksel akıldır. Çeviride bu ayrımı biz, muhakeme veya şekilci akıl (akl-ı meaş reason) ve Akıl (akl-ı mead, İntellect) şeklinde ifade ettik.
Kitap daha çok bir ilmihal mahiyetinde görünüyor. Batıni ve dört mezhep açısından oruca değinilmiş.Âyetlerde ve hadislerde oruç ele alınmış ama hadislerin kaynağı belirtilmemiş. Peygamberlerin dualarından, orucun amacı ve nefis terbiyesinden, orucun sağlık açısından insan üzerine olan etkilerinden bilimsel kavramlarla bahsedilmiş. Başka ülkelere ait Ramazan'a özel birkaç yemek tarifi verilerek bazı dinlerdeki oruç yaklaşımlarına ve rüyada oruç görmeye dair tabirler ele alınmış. Son olarak fitre sadakasi ve orucun beşeri ilişkiler açısından önemine tarihsel açıdan değinilmiş. Bütün bunlara rağmen bu çalışmadan manevî bir haz alamadım. Yine de yazarımızın emeğine sağlık.
Ramazan ve OruçLale Bahtiyar · İnsan Yayınları · 20118 okunma