Bazı durumlarda biliminsanı olmayan kişiler, biliminsanlarının saiklerini ve yeterliliklerini sorgulamanın kendi menfaatlerine olacağı hissine kapılırlar. “Bilim inkârcılığı” da işte bu noktada doğar.
Öncelikle, kitapta yer alan iklim değişikliği konusundaki yazıları oldukça etkileyici buldum. Yazarın bu konudaki tutkusu ve duyarlılığı, bana çevre ve sürdürülebilirlik meselelerine daha farklı bir bakış açısı kazandırdı. Aynı zamanda, şirketlerin toplumsal olaylara nasıl yaklaştığını ve sergiledikleri davranışları ele alan bölümler, günümüz iş
Yazar, hakikat-sonrası (post-truth) sürecini iklim değişikliği, tütün kullanımı ve Trump gibi örnekleri ele alarak çıkış noktasından itibaren 7 ayrı konu başlığı altında inceliyor. Hakikat-sonrası kavramının ne olduğunda dair açıklamalarda bulunurken bilim inkârcılarının kendi menfaatleri uğruna her olguya şüpheyle yaklaşmasının hakikati nasıl
Kitabı akademik bilgi ağırlıklı bir eser sanarak edindim.Yanılmış da sayılmam,ancak tarz olarak güncel olaylar ve hakikatin önemsizleştirilmesine dair daha çok yazarın kendi çıkarımlarını içeren eleştirel bir yöntem tercih edilmiş.
Amerika'da yaşayanlar için keyifle okunacak bir eser. Trump'ın tutarsızlıkları ve manipülasyonları ve tarihsel dönemlerde medyanın değişimi ve dönüşümü bol atıflı/kaynakçalı bir şekilde aktarılmış.Trump ve onun zafer saydığı her şey,bence de, ibretlik bir ders olduğundan ben de anlatılanları şaşkınlıkla ve ilgi ile okudum.
Bilim inkarcılığı, doğrulama sapması, yanlış eşdeğerlik, bilişsel ön yargılar ve hakikat-sonrasına dair derinlemesine bilgi vermese de, ufuk açıcı ve yine de öğretici bir kitap. Önemine binaen,herkese tavsiye ederim.