Gücü elinde tutan kesimin, sınıfın, cinsiyetin kendisini tanımlarken, aynı zamanda kendi dışında kalan doğal ve toplumsal öğeleri de tanımlama hakkını elinde tutması, kaçınılmaz olarak, tanımlananın, tanımlayanın tanımlaması içinde esir olması durumunu getirir. Böylece, varoluşunu baskın öğenin dizgeleştirilmesi içinde aramaya zorlanan öteki kendi tanımlamasını, tanımlayanın tanımlamasına uydurur.