Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Mahmut Karakaş

Mahmut KarakaşMüslüman Bilim Adamları yazarı
Yazar
8.0/10
3 Kişi
26
Okunma
4
Beğeni
2.583
Görüntülenme

En Eski Mahmut Karakaş Sözleri ve Alıntıları

En Eski Mahmut Karakaş sözleri ve alıntılarını, en eski Mahmut Karakaş kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Ebü Osman Saîd b. Abdurrahman İbn Abdürabbihi (?-?)
Doktor, astronom, şair. 10. yüzyıl Endülüs’ün meşhur âlimlerinden olan Abdürrabbihi’nin doğum ve vefat tarihleri belli değildir. Aynı devirde yaşayan din âlimi ve şair olan amcası Ebü Ömer Ahmed b. Muhammed İbn Abdürabbihi’den (860-940)“ yaşadığı devir belli olmaktadır. Abdürabbihi, tıp ve astronomi ve ilm-i nücümdan, bilhassa hava değişimi ve rüzgâr esmesinden çok iyi anlardı. Sıtma hastalığmın tedavisinde kendine mahsus bir usulü vardı. Başka doktorların iyileştiremediği birçok sıtmalıyı iyileştirmekte şöhret kazanmıştı. Amcası ile karşılıklı şiir yazarlardı. Ömrünün sonlarına doğru gözleri görmez olmuştu. Eserleri 1. Kitâbü ’l-Akrâbâzîn. Tıbba dair. 2. Teâlı'k ve mücerrebâtfî’t' tıb. Tıbba dairdir. 3. Ürcüzetünjî’t-tıb. Tıbba dair.
ibn Vahşiyye Ebü Bekir Ahmed b. Ali el-Keldânî En-Nabâtî (? 870?)
Kimyacı. 9. yüzyıl sonları ve 10. yüzyıl başlarında yaşadığı tahmin edilen İbn Vahşiyye, kimya ve gaybî ilimlerde eserler yazmışhr. Hayatı hakkında fazla bir bilgi yoktur. N erede ve ne zaman doğduğu, nerede ve ne zaman vefat ettiği kesin olarak bilinmemektedir. İslâm AnsikIOpedisi 870 tarihi sıralarında vefat ettiğini bildirdiği gibi 800 yıllarmda yaşadığının tahmin edildiğini340 de zikretmektedir. Hatta 960’ta vefat ettiğini belirten kaynaklar da vardır. Corci Zeydan ise 903 yılında Kitâbü Filâhatü'n-Nabatiyye isimli eserini tercüme ettiğini341 kaydetmektedir. Bağdatlı İsmail Paşa da vefat tarihini 908 olarak vermiştir. Eserlerini eski Bâbil kaynaklarından yapılmış tercümeler gibi göstererek, onların kıymetli olduğunu sağlamaya çalışmıştır. Aynı zamanda kendisi Nabatîler’den olduğu için, Nabatiler’in kültürünü de göstermek istemiştir. Eserleri 1. eI-Filâhatü'n-Nabatiyye. 903’te tercüme etmiştir. 2. Sidretü'l-müntehâ jî'l-kimyâ; 3. Kitâbü's-sihri’n-nebati; 4. Kitâbü'ssümüm. Nabatice'den Arapça’ya tercüme etmiştir.343 5. Kitâbü 'l-aşrîn. Kimyaya dairdir. 6. Kenzü ’l-Hikme fî san’ati'l-ilâhiye; 7. et-Tılsımât. Tılsım ilmine dairdir.“ 8. Şevku 'l-müstehâm jî ma’nfeti rumâzi’l-aklâm; 9. Esrârü 'ş-şems ve’l-kamer; 10. el-Fevâidül asrûn fî'I-kimyâ; 11. Kitâbü 'l-hayât ve’l-mevt fî ilâci'I-emrâz.
Reklam
Nereye gitsem karşımdasın "Bedîüzzaman"
Bedîüzzaman el-Usturlâbî Hibetullah b. Hüseyin b. Ahmed, Ebü'l-Kasım el-Bağdâdî (2-1139) Doktor, filozof, astronom, şair. 11. yüzyıl sonları ve 12. yüzyıl başlarında yaşamış miislüman Arap âlimlerinin en meşhurlarırıdandır.Adının, Ebü'l-Kasım Hibetullah b. Hüseyin b. Yusuf (veya Ahmed) olduğu da söylenir. Bilhassa astronomide ve usturlap aletinin yapımmda çok meşhur olmuştur.Doğum yeri ve tarihi belli değildir. 1117 yılında İsfahan'da bulunmuş ve daha sonra Bağdat’a yerleşmiştir. Abbâsî Halifesi el-Müsterşid zamanında (1118-1135) astronomi aletleri yaparak, bu sayede çok zengin olmuştur. 1130'da Bağdat’ta Selçuklular sarayındaki astronomi rasathanesini idare etti. Burada hazırladığı Zîc-i Mahmüd'ı'yi, Selçuklu Sultam Ebü’l-Kasım Mahmud b. Muhamed’e (1118-1131) ithaf etti. 1139'da Bağdat’ta vefat etti. İlk defa icat ettiği cetvel, pergel vesaireden başka, o zamana kadar tamamlanmamış olan kürre-i zat el-kürsînin ek siklerini tamamladı ve bunun hakkında bir eser yazdı.Yine Hucendî tarafından bir arzda yapılan alet-i şâmilenin noksanlarını tamamlayarak çeşitli arzlar da yaptı. Bedîüzzaman el-Usturlâbî, şiirde de çok meşhur olmuş, şiirlerini bir divan halinde toplamıştır. Eserleri 1. el-Mu'ribü'l-Mahmüdî. Astronomiye dair zîcdir.“ 2. Dürretü’t-tâc. Şiirlericlir.
İslam Medeniyetine Genel Bir Bakış
İslam medeniyetinin müsbet ilimler ve teknikteki hamlesi daha ziyade Emevi halifeliğinin sonlarına doğru miladi 7. asırda göze çarpar. Bu devirde daha çok eski Yunan ve Mısır filozoflarının ve ilim adamlarının kitapları tercüme edilmeye başlanmış ve medeniyetin müsbet ilimler de ki asıl hamlesi için bir hazırlığa girişilmiştir. Abbasi devri ise artık müslüman alimlerinin bütün İslam ülkelerinde kaynaşmaya ilmi faaliyet göstermeye, icat ve keşifler de bulunmaya başladığı devirdir.
İslam Medeniyetine Genel Bir Bakış
... Katip Çelebi felsefi yap denilen bu ilimleri şöyle takdim etmiştir: 1. Riyazi ilimler: bu ilimler de aritmetik geometri ilmi nucum ki bu astronomi ve zicler ile ilgilidir ve müzik olmak üzere 4 kısmı ayırmıştır. 2. Mantık ilimleri: bunları da şiir hitabe cedel delil ve mugalata olarak 5 kısma ayırır. 3. Tabii ilimler: bunları da 7 kısmı ayırmıştır ki madenler nebatlar hayvan ilimleri ve tıp ilmi bu bölüme dahildir. 4. İlahiye ilimleri: Katip Çelebi bunları 5 kısmı ayırmıştır. Ortaçağ İslam ülkelerinde birçok alim bu ilimlerin birkaçını birden öğreniyor ve çalışmalar yapıyordu.
İslam Medeniyetine Genel Bir Bakış
Felsefe tıp ve astronomi ilimlerinde Müslüman alimler önce eski Yunan ve Mısır alimlerinin eserlerini tercüme ederek işe başladılar. Bu eserlerin şerhı ve açıklamasını yaparak yeni buluş ve icatlara giriştiler. Yabancı dillerden Arapça edebi ve ilmi eserlerin tercümesi ilk defa Abbasi halifesi Mansur'un emriyle olduğu söylenirse de, daha Emeviler'in ikinci halifesi Yezid'in oğlu Halit ilk defa bazı eserleri Arapçaya tercüme ettirmiştir. ...Mansur ve halefleri zamanında her taraftan İslam ülkesi nasıl yalan gayrimüslimler korundular. ..gayrimüslim alimlerin İslam ülkelerine sığırlamaları daha ilk halife Hazreti Ebubekir (r.a) zamanında başlamıştı. bu devirde Bizans idarecilerinin Tansu bu yüzünden zor durumda kalan ne Suriye alimleri eğer ona ve Arabistan'a sığınmışlar, Edessa(Urfa) ve Nusaybin'de bulunan felsefe ve tıp okulları da yıktırılmıştı.işte bu ekollere mensup olan bu alimlerin Müslümanlar arasında müspet ilim yayılmasına büyük tesiri olmuştur.
Reklam
Tababet
Alimlerimizin tıp alanında en büyük dereceye çıkmaları Abbasi halifeleri devri'nde başlar. • Orta Çağ ve hatta Yeni Çağda bile Avrupa'da tıpla ilgilenen hemen hemen yok sayılırken Müslüman Doktorlar çeşitli hastalıkları teşhis ediyor ve tedavisini yapıyorlardı. • Bu arada ameliyatlarda bulunuyor bu ameliyatlarda solunum yoluyla anestezi yapıyor bu maksatla derin bir uyku veren haşhaş ve ona benzer bitkilerden faydalanıyorlardı. • Hatta sezeryan seksiyon ameliyatı da yapıldığı ve bunun resmini de bulunduğunu Aydın sayılı hocamız bildiriyor. • Sarılık ve kolera hastalıklarına tarihte ilk defa Müslümanlar ilaç tertip ettiler. • Deliler için Afyon'u ilk kullananlar yine Müslümanlar oldu. • Göz hastalıklarında Aksu ibresinin tavsiye ve tarif ettiler.en fazla Mısır'da bulunan göz doktorları bu Aksu hastalığını bugünkü katarakt ameliyatında yapıldığı gibi o suyu gözden çıkarmak ile tedavi ederlerdi.
Tababet
Bağdat'ta Abbasi halifesi Muktedir Billah zamanında sadece doktor diploması için imtihana girenlerin sayısı 860 idi.bu sayıya o devrin meşhur doktorları ile hanife'nin sarayı'nda çalışan doktorlar da eklenecek olursa 1000 kişiyi bulur. Yalnız Bağdat'ta değil diğer şehirlerde de böyle kalabalık bir tabipler topluluğu vardı.
Tababet
Bağdat'ta Abbasi halifesi Muktedir Billah zamanında sadece doktor diploması için imtihana girenlerin sayısı 860 idi.bu sayıya o devrin meşhur doktorları ile hanife'nin sarayı'nda çalışan doktorlar da eklenecek olursa 1000 kişiyi bulur. Yalnız Bağdat'ta değil diğer şehirlerde de böyle kalabalık bir tabipler topluluğu vardı.
Tababet
İlk hastahaneyi Emeviler'in 6. Halifesi Velid bin Abdülmelik (705-715) Şam'da 706 yılında inşa ettirmiştir. ... Osmanlı tarihinde ilk hastane ve tıp okulu Yıldırım Beyazıt tarafından 12 Mayıs 1400 tarihinde Bursa'da yaptırıldı. bu hastanede mısır'dan Şemseddin Sağir doktorluk etti. Bursa'da yapılan bu ilk hastanede Bursalı Osman Şevki ilk defa hace tabip diye tanınan Hüsnü Efendi'nin sertabib olduğunu kaydetmektedir. ... Bu hastaneler muntazam bir şekilde bulunurdu. Temizlik en başta gelen bir özellikti. Her mezhep ve her ırktan hasta tedavi edilirdi. Her çeşit hastalık için ayrı bir salon ayrılmıştı. Ayrı hastalıklardan şikayetçi olan hastalar aynı koğuşta yatırılmazdı. Doktor yanında hasta bakıcıları olduğu halde hastaları dolaşır her hasta için lazım olan ilacı yazardı. hastaların gıda sana çok dikkat edilir kendilerine en lezzetli yemekler çıkartılırdı. İyileşen hastalar taburcu edilirken yanlarına bir miktar da harçlık verilirdi. Bu hastanelerde ayrıca tıp dersi verilir ve tatbikatı yapılırdı.
Reklam
Matematik
• 770 yılına doğru Siddhanta denilen astronomi kitapları ile birlikte hesap ilmi de Hindistan taraflarından Bağdat saraylarına giriyordu. O devirde mevcut bulunan roman rakamları 4 işleme uygulanamıyor du. Hint rakamı veya Arap rakamı denilen bugünkü rakamlar kullanılmaya başlandı. Matematikte aktif şekli böylece ilk önce İslam medeniyeti
CEBİR
• Cebir ilmi matematiğin Müslümanlar alimler tarafından geliştirilmesi sonunda müslümanlarca keşf olunan bir ilim dalıdır. O döneme kadar geometride küre şekillerine ait Yunanca yazılan kitaplardan apollonios pergel ile menelaus 12 eseri yalnız mevcuttu onlar da basit bir hesap kitabından başka bir şey olmayıp Arapçaya tercüme edilmişti. Bu bakımdan cebirin mucidi kesin olarak söyleyebiliriz ki bizzat müslümanlardır. • Cebire dair yazılan en meşhur eserlerden biri ve ilki Ebu Cafer Muhammed bin Musa el harezmi'nin (ö:850) yazdığı " Kitabü'l-Cebr El-Mukabele' ismindeki eseridir. • Harezmi cebir ilminin mucidi sayılır.
Geometri İlk çağlardan itibaren Yunan Mısır ve Hititler tarafından bilinirdi Müslümanlar geometri bilgisini geliştirerek bu ilmin ilerlemesini sağladılar. • Musa bin Şakir oğullarının geometriye dair "Ma'rifetü mesahati'l-eşkali'l-basita ve'l-küriyye " isimli eserleri düzlem ve küre ve şekillerin ölçülmesini konu olarak almıştı. • yine Ebu'l vefa el-Buzcani nin yazdığı " hendese " adlı eseri yüzeyi geometrisinin esas şekillerinin çiziminden bir küre içinde uçları kürenin yüzeyine değmek üzere düzgün birçok yüzeyli şekil çizimine kadar birçok problemin çözümünü belirtmiştir. • Geometrik problemlerin cebir yolu ile çözüm usulünü temsil eden ilk bilgin dokuzuncu yüzyılda yaşayan Ebu Kamil Şüca bin Eslem oldu. • Ayrıca Bettani'den (ö.929) Nasreddin tusi'ye (ö.1274) kadar aralıksız olarak yapılan çalışmalar sonunda trigonometriyi sistematik bir usule göre kitap haline getirdiler. Sinüs ve kosinüs e diğer fonksiyonları da ekleyerek çeşitli fonksiyonlara dair kaideler buldular. Trigonometri cetvellerini tamamlayarak kendi buldukları kaydelerle bütün düzlem ve küresel üçgenlerin tanjant düzlem ve küresel sinüs gibi problemlerin çözümlerini yaptılar. • BU DURUMLARI İSE 15.YÜZYILDA REGİMONTANUS VE KOPERNİK (1473- 1543) GİBİ AVRUPA BİLGİNLERİ HENÜZ BİLMİYORLARDI.
Astronomi (İlm-i Felek)
• Halife Me'mun bir astronomlar heyeti kurmuştu. Bunların görevi Batlamyus'un keşiflerini incelemek tablolar yapmak ve ayrıca güneşin üzerindeki lekeleri tetkik etmekti. Bunlar kendilerine verilen bu vazifeyi başarı ile sürdürdüler. • Şam ve Şemmasiye şehirlerinde 829 da rasathaneler kurdular. Çalışmaları sonunda Batlamyus'un ve eski Yunan
Kimya
Kimya doğrudan doğruya Müslüman alimler tarafından kurulan bir ilim dalıdır. Bu ilim felsefe tıp ve matematik de olduğu gibi daha eski eserlerden faydalanılmış veya tercümeler yapılmamıştır. Kimyanın kaşifi de geliştireni de müslümanlardır. • Daha ilk zamanlarda İmbik denilen damıtma cihazını geliştirdiler. • alkoliklerle asitlerin farkını belirtiler. •nitrik asit, sülfürik asit, potasyum, nişadır ruhu ve nişadır tozu, nitrat, potasyum nitrat, alkoller gibi birçok bileşik kimyavi maddeyi keşfettiler. • altın eritme özelliği olan nitrik asit ve klorhidrik asit bileşimi müslümanlar tarafından biliniyordu. • ayrıca kükürt ve nefsinin elde edileceğini açıkladılar. • kimyacılar bu devirde maddelerin sentez ve analiz usulünü taktik ediyorlardı. hatta bağdat'taki zencilerin 882 yılında yaptıkları isyan sırasında bu isyanı bastıran askerlerin tahtalara sürüldüğünde onu ateste yanmaktan koruyan bir maddenin varlığından ibnü'l-esîr ın bahsettiği anlatılmaktadır. • yine Mısır'da Müslüman alimler civciv çıkarmayı Suni kuluçka ile deneme işine girişmişlerdir. • Müslümanlar soda ile kumdan cam imal ettiler. •çinkoyu kömür ile yakarak çinko asidini elde ettiler. Bakırdan Tunç imali ve yeni türlü maddeler katmak suretiyle renkli camlar yaptılar. Lehim ve yapıştırma macunlarını bu devirde elde ettiler.
43 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.