İzmir ve Bursa’da büyüdü. İlköğrenimini İzmir ve Bursa’da, dört farklı ilkokulda geçirdikten sonra ortaöğrenimini Karacabey Anadolu Lisesi’nde sürdürdü. Lisans eğitimini, Mayıs 2014’te Kadir Has Üniversitesi’nde Radyo, Sinema ve TV Bölümü’nde tamamladı. İstanbul Üniversitesi’nde, sinema alanındaki yüksek lisans eğitimini tez aşamasında bıraktı. Bir süre sinema ve televizyon sektöründe reji asistanlığı yaptı. Yazmayı ve okumayı sürdürüyor.
Lambanın ışığının uzanamadığı karanlık köşeden, bir mahkûmun pişmanlık dolu sesini anımsatan bir sesmişçesine gelen, "Tanrım, neden hep ben?" sözünü işittim. Araya girmem gerekti: Kendi kendine yakarma!
Karakterler o kadar canlı ki , her bir karakterin karanlık yanına , unutulmuşlugun ve terkedilmişliğin öfkesine gidiyoruz. Banarhev , artık unutulmayacak ve hafızamda heran oradaki insanları düşünüp birgün yolumun düşmesini bekleyeceğim. O karanlık Tanrı’nın çirkinliği ve aslında yaratmış olduğu dünyanın bir kaos olduğunu sezdirmeden anlatıyor yazar. O karanlık ki (edebiyattaki o karanlığı herzaman sevmişimdir) , insanların bilinçaltında yatan o şiddeti ve umarsızlıgı resmediyor. O ince büyülü gerçekliğe ve karanlığa hayran oldum. İnce işlenmiş o cümleler, Çağdaş edebiyatımızda bir özgün yazar kazanmış olduğunun kanıtı.
Yazarın ilk kitabı. Sözcükleri ilmik ilmik dokumuş adeta. Yoğun emekler ve çok ince düşünülmüş kurgularla yaratılmış sımsıcak öyküler ortaya çıkarmış. Dili çok akıcı ve merak uyandırıcı. Yeni eserlerini sabırsızlıkla bekliyorum
Yeni öykücüler keşfetmek her zaman güzel. Benim için bu kitap ve yazarı da yeni birer keşif oldu. Daha iyi olabilirdi ve olacaktır da ama ben yine de kitabı sevdim. Yani yazarın yeni kitabı çıktığında onu da okuyacağım.
Bu kitapta haritada kendini bulamayan köyler, yağmayan yağmurlar, zavallı horozlar, tuhaf siyasetçiler, ucube apartman sakinleri var.
Bence okumaya değer.