Malte Hagener Sözleri ve Alıntıları
Malte Hagener sözleri ve alıntılarını, Malte Hagener kitap alıntılarını, Malte Hagener en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Film bir deneyimin dışavurumudur.
Bizler hiçbir filmi yalnızca gözlerimizle deneyimlemeyiz.Uyum sağlamış algı merkezimizin tarihçesi ve dünyevi bilgisiyle biçimlendirilmiş bedensel varlığımızla filmleri izler,idrak eder ve hissederiz.
Pek çok felsefeci ve psikolog, insanın sosyal ve psişik gerçekliğinin nesne ilişkileri tarafından belirlendiğini düşünür.
Film kuramının görevi film algısı ile gündelik algı arasındaki ayrımları belirlemektir.
Teknolojiye çevremiz gittikçe nüfuz ettiğinden, dünya ile olan ilişkimiz, kontrol ettiğimiz ve irademize boyun eğen basit araçlardan ziyade, çoğunlukla,çevrelerini şekillendiren özneler gibi davranan nesneler tarafından biçimlendiriliyor.
Bir şeyin neşe veya acı verici, sıcak veya soğuk, ıslak veya kuru olduğuna karar veren ne bedendir ne de duyulardır, buna karar veren beyindir.
Ses,varlığını maddeye borçlu olması yönünden maddeseldir ama sergilenmez ve çoğaltılamaz ve ancak yeniden üretilebildiği bir dalga fenomeni olduğu için de maddesel değilidr.
Ses,duygusal etki söz konusu olduğunda epey anlamlıdır.
Bilişsel bakış açısı, sinemayı kendi kuralları çerçevesinde yönetilen özel bir algı vakası olarak görmez; tüm duyu algıları ile fiziksel duyumsamaların görülmek ya da hissedilmek için sinemada da dahil olmak üzere beyin tarafından işlendiklerini savunur.
Zaman, şimdiki zaman içinde yarılan, bölünemez bir sürekliliktir.
Sanat tarihi boyunca ilk defa filmin kendi başına nörolojik veri akışını yerine getirmeye muktedir olduğu Münsterberg tarafından kanıtlanmıştır.
Sinemanın başlıca ve özel albenilerinden biri,her sahnenin bir rekabet yansıtmasıdır,imajların parçalara ayrılması ve yüzeyde hareket,plastik bedenlere ve uzamda harekete karşı.Sesli film bu estetik olarak önemli çifte oyunu neredeyse tamamen bitirir.
Eğer bir kadınların sineması ortaya çıkacaksa,bu sinema yalnızca olumlu kadın kahramanlar ikame etmekle ilgilenip kadınların sorunlarına vs. odaklanmamalı;bilinci sarsmayı düşünüyorsa bunun çok daha ötesine geçmeli.Bu yalnızca filmin özgül bir kültür sisteminde ne şekilde işlendiğinin çözümlemesini temel alabilecek olan devrimci bir stratejiyi gerektirir.
Klasik film çekirdek bilincin şimdiki zamanında kalırken, sanat filmi ise fani şimdiki zaman ile ebedi değerler, beden ile zihin arasındaki çelişki etrafında dönmektedir.
Dış dünya ile ilk temasımız duyma ile olur.