Depodaki iş arkadaşlarının sıkıcılığı sinirini bozuyordu. Oraya mahkum olduğundan, onların kesintisiz futbol, hokey, arabalar, ve kadın anatomisinin çeşitli bölümleri, önceki gece içilen alkole dair ardı arkası kesilmeyen muhabbetlerine; nüfusun bilişsel becerileri azalmış tabakasını hedef alan televizyon ile renkli adi basından hiç bitmeyen saçmalamalara maruz kalıyordu ve tüm bu insanların daimi manasız varoluşunu gözlemliyordu.