Eskişehir 1k grubu olarak 63. buluşmamızı gerçekleştirdik. Aramıza yeni katılan arkadaşlara hoşgeldiniz diyorum ve kalıcı olmaların diliyorum.
Hermann Hesse'den Demian kitabı hakkında konuştuk.Emil Sinclair karakterin gençlik hayatındaki sorunlar ve kurduğu dostluklar hakkında konuştuk.Diğer kitabımız Toni Morrison'dan En Mavi Göz
kitabıydı. En mavi göz tıpkı hayat gibi, dünya gibi.Küçük siyah bir çocuğun gözünden tacizi, tecavüzü,ırkçılığı, şiddeti, fakirliği, cinsiyet eşitsizliğini anlatıyor. Cebindeki üç kuruş parasını feda edip arkadaşını mutlu etmek isteyen, ektiği kadife çiçekleri çıkarsa dileklerinin gerçekleşeceğine inanan bir çocuğun gözünden anlatıyor. Anlattıkları öyle şeyler ki insan kendi türünden tiksiniyor. Bu kadar kötülük nasıl olur diye düşünüyor. Halbuki anlatılanlar tıpkıhayat gibi, dünya gibi.
Diğer buluşmamız 5 Ocak 2024 Cuma Mekan Hanımeli Kafe olarak belirledik. Kitaplarımız
Çatı Katı 'ydı. Kitap Nihan Kaya'nın gençlik yıllarında yazdığı 10 öyküden oluşuyor.Yayınlandığı 2004 yılında Türkiye Yazarlar Derneği ödülünü kazanmıştır. Öykülerinde çoçuklarçoçuk gelinler, kuşak çatışması.... gibi konuları öykülerinde yer almışDiğer kitabımız
Ayı kitabıydı. Kanadalı yazardan sıra dışı bir kitap. Envanter sorumlusu bir kadın bir adada ayıyla olan sıra dışı hikayesi konu ediliyor.
Önümüzdeki buluşma 26 Ocak Cuma saat 19.00'da Hanımeli Kafe, kitaplarımız
Envanter çıkartmak için çalıştığı enstitünün görevlendirmesiyle bir adaya gider Lou. Albay Jocelyn Cary’nin evinde kalacak ve orada ne var ne yoksa araştırıp kaydını tutacaktır. Ona söylenmeyen ise o evde yalnız olmadığıdır.
.
Ayı’nın arka kapak yazısında şöyle yazıyor : Kuzey Kanada’nın yalnız ve vahşi doğasında , aşkın ve kendini keşfetmenin sınırları zorlayan hikayesi.
Ancak benim için Ayı sınırları (bilhassa olması gerekenleri) yok eden pornografik bir hikayeydi. Yazar Marian Engel derinlikli ve incelikli bir anlatım kurduysa da ben o anlatımı yakalayamadım. Çünkü hikaye işlenişi öyle doğrudan geldi ki yan ya da gizli anlamlara gözümü kaçıramadım, haliyle sevemedim bu kitabı. Yazarın bir amacı varsa ve bu okuru rahatsız etmek ise kesinlikle başarılı olduğunu söylemeliyim.
.
Duygu Akın çevirisi, Özer Yalçınkaya kapak tasarımıyla ~
“Tuhaf olduğu kadar da olağanüstü bir kitap; bir evin mutfağı kadar somut ama bir
masal kadar incelikli ve aynı rahatsız edici tınıya sahip.”
— Margaret Atwood
“Bu büyüleyici ve katmanlı roman, bir kadının, adım adım manevi özgürlüğüne ve gücüne ilerlerken nihayetinde tüm canlılarla bir olma duygusunu kucakladığı tuhaf
(bazıları garip bile diyebilir) ve dokunaklı yolculuğunu anlatıyor.”
-Margaret Laurence
“Bir kadının özgürlük arayışına dair tuhaf, tuhaf olduğu kadar da canlandırıcı bir kitap… hem mükemmel bir kaçış hem de entelektüel bir okuma.”
— The Times
Kuzey Kanada'nın yalnız ve vahşi doğasında, aşkın ve kendini keşfetmenin sınırları zorlayan hikâyesi...
Utangaç ve kendi halinde bir kadın olan Lou, Tarih Enstitüsü'nde çalışan bir envanter sorumlusudur. Merhum Albay Jocelyn Cary'nin evindeki ve mülkündeki envanter dökümünü yapmak için uzak bir adaya Cary adasına çağrıldığında,