Kararlarımızı nasıl aldığımızı, cesaretin arkasındaki itici gücü, kaprislerimiz ve inançlarımızın nedenlerini anlamak bazen bilinç maskesinin altında gizli olan düşünceyi açığa çıkarmanın bir yoludur.
Okurken birçok açıdan beyni yoran çalıştıran düşüncelere dalmanizi sağlıyor ufaktan kafanızda dumanlar çıkmasını istiyorsanız tavsiye ederim başarılı bir kitap birçok yeni varsayim ve düşünceye atilmanizı sağlıyor
Bu kitabın arkasında yatan düşünceyi tek bir cümle ile toparlamak gerekirse; İnsan düşüncesini SAYDAM KILMA arayışıdır denilebilir. İlk sayfadan son sayfaya kadar, o saydamlık, sadelik ve içtenlik değişmiyor. Bebeklerle yapılan bütün deneylerin amacı, henüz konuşmamaları yüzünden pek anlayamadığımız arzularını, ihtiyaçlarını ve meziyetlerini daha iyi kavramaktır. İleriki yaşlarda kararlarımızı nasıl aldığımızı, cesaretin arkasındaki itici gücü, kaprislerimiz ve inançlarımızın nedenlerini anlamak bazen bilinç maskesinin altında gizli olan düşünceyi açığa çıkarmanın bir yoludur. Son olarak, kitabın son bölümünde çok öne çıkan pedagoji, yazarın nörobilim görüşüne, bir araya gelmesine, bildiklerini ve düşüncelerini paylaşmasını sağlayan bir insan başarısıdır.
İnsan her zaman akıl ve bilim yolunda olmalı, hurafelerden uzak durmalıdır. İnsanın çocukluk dönemi geleceğini en derinden etkilemektedir. Onun için ebeveynlerin çocuklarının kader motiflerini nakış gibi işlerken asla bilim ve akıldan ayrılmamaları gerekir..
İnsan asla akıl ve bilimden ayrılamamalıdır. Akıl ve bilimle kalın her zaman...
Başlangıçta açık bilgiyi incelemek için teknik bir kaynak olan şey çok daha ilginç bir hal aldı, çünkü çocukların bir tür öğretme içgüdüsüne sahip olduklarını keşfettik. Çocuklar doğal ÖĞRETMENLERDİR. Herhangi bir tür bilgiye sahip bir çocuk o bilgiyi paylaşmak için çok GÜÇLÜ bir eğilim taşır.
Çocukların ne bildiğini öğrenmek için kullanılan çeşitli yöntemleri araştırınca keşfettik ki, en iyi yok hiç bir şey sormayıp, sadece KONUŞMALARINA İZİN VERİN...
Burada toplumsal varlıklar ile ilgili önemli bir ilke ortaya çıkar: Hiç bir şeyin kendi içinde ve kendi başına anlamı yoktur, anlam onu paylaşabilirse kazanılır. Paylaşma ve iletişim ihtiyacı çok doğal bir yatkınlıktır.