Bir gün.
Bebeğin kulağına fıdıldadı:
Bir gün, sevdiğin herkes ölecek. Sevdiğin her şey yok olacak. Bu, hayatın bedeli. Bu, aşkın bedeli. Bu, her hikayenin yegâne sonu.
¦
¦
Bir oyun.. Bir zar.. Ölüm ve Aşk arasında kalan.. İki piyon..
Aşk, Henry'i
Ölüm ise Flora'yı seçti.
Ölüm her defasında oyunu zor kılarken, Aşk ise kendine yakışır şekilde naif bir biçimde oyunun içinde kaldı. Henry ve Flora 17 yaşına basınca oyun başladı. Ama tek bir sıkıntı vardı malesef Henry ve Flora'nın olası aşkını toplum kabul edebilir miydi? Sebebi ise tabi ki; Henry'nin zengin bir aileye mensup olması ve tabi ki beyaz bir adam olması, Flora'nın ise siyahi bir kız olması. Ne yazık ki 1937'li yılların ırk ayrımı...
Bir çok yerde Flora beni aşırı derecede delirtti biraz cesur ol be Flora diye diye kitabı bitirdim. Çok fazla spoi de vermek istemiyorum ama sanırım dayanamayacağım da Henry Flora'yı, Flora uçmayı ve özgür olmayı seven isteyen ve karşılarına çıkan bir sürü sorun
Şiştimmmm neyse siz okuyun bence seveceksiniz kitabın son sayfalarına kadar Aşk mı yoksa Ölüm mü kazanacak diye diye geliyorsunuz
Son olarak okuyun diyorum zaten okumaları için ısrarcı olacaksınız
