hepimizin içindeki, kafalarımızın içindeki, gündelik davranışlarımızdaki faşizme, iktidarı sevmemize, tam da bize hükmeden, bizi sömüren şeyi arzulamamıza neden olan faşizme karşı konumlanan siyasal eylemdeki arzunun işler kılınmasıdır...
vizyon ve misyon bildirileriyle beslenen ölümsüzlük fantezisi ve başkalarının davranışlarını taklit etmeye yönelik kurumsal baskı strateji denen şeyi yöneticilerin rehberi haline getirir. Fakat örgütsel değişim deneyimi ölümcül hastalığa yakalanmış hastaların hayatlarını kaybetme anına ve sürecine de benzeyebilir.
aşırı sömürünün olduğu bir iş yerinde (sweatshop) köksaplar tasarlamak kuşkusuz sıkıntıyı ve acıyı hafifletmeyecektir. Diğer yandan kaçış çizgilerini takip etmemek, hiyerarşinin yıldıran gölgesinden çıkıp yersizyurtsuzlaşmaya girişmemek örgütsel devlet aygıtı tarafından dayatılan sınırlamalar içine çekilmeyi, teslim olmayı kabul etmek anlamına gelecektir...