Tituba, 1692'deki Salem cadısı davaları sırasında bir cadı olmakla suçlanan ilk üç kişiden biri.
Tituba, bir denizcinin annesine tecavüz etmesi sonucunda Barbaros'ta dünyaya gelmiş siyahi bir çocuk.
Daha sonra annesi Abana ,bir beyazın tecavüzüne uğrar ve bu beyaz yüzünden asılarak idam edilir. Babası olarak kabul ettiği kişi yine bir beyaz yüzünden intihar eder.Tituba ,7 yaşında yaşadığı çiftlikten kovulur.
Man Yaya adlı yaşlı bir kadın onu yanına alır. Herkes yaşlı kadından çekinirdi çünkü olağanüstü güçleri vardı.Tituba'ya bitkiler, denizler ,dağlar, tepeler,ilaçlar,iksirler hazırlamayı öğretir. On dört yaşında gelince ne yazık ki Man Yaya ölür.
Bir bataklığın kenarında yalnız yaşamaya başlar. Insanlardan uzaktı, onlardandan korkuyordu.
Ruhlarla konuşabiliyor, onlarla iletişime geçip şimdiki zamanın değiştirebilme yeteneklerine sahipti.
Herkes ona cadı diyordu, dışlıyordu ama o insanları tedavi ediyordu,şifacıydı ve yeteneklerini sadece iyilik için kullanıyordu.
Tituba,bütün yakınlarını kaybetmiş, haksız yere cadılıkla suçlanıyordu.
Kızılderili John 'a aşık olur, evlenirler ve ikisi köle olarak bir din adamına satılır. Salem kasabasında hayat mücadelesi başlar.
Kadın olmanın her yerde ne kadar zor olduğunu, Irkçılık, köleliğin anlatıldığı #BenTituba’nın hüzünlü ve bir o kadar etkileyici öyküsünü okumanızı öneririm.