Bu tablo size tanıdık geldi mi ?
Max Weber , Katolik ve Protestanlığın yaşama yönelik tutumundaki farklılığı şöyle dile getirmiştir:
Katolik daha sakindir ; daha az kazanma dürtüsüne sahiptir ; daha düşük bir gelirle bile olsa mümkün olduğunca güvenli bir hayatı , belki de onur ve zenginlik getirme ihtimali olan riskli ve heyecanlı bir hayata tercih eder .” Atasözü şaka yollu şöyle der : “ Ya iyi yemeli ya da iyi uyumalı .” Mevcut durumda , Protestan iyi yemeyi tercih ederken , Katolik sakince uyumayı yeğler .
"Baxter'ın görüşüne göre, dünyevi mallar ile ilgili kaygılar, "insanın her zaman üstünden atabileceği ince bir palto gibi" yalnızca azizlerin omuzlarında durmalıdır. Fakat kader, bu paltodan demir bir kafesin oluşmasına hükmetmiştir".
"Puritan, meslek sahibi olmak istedi- biz, öyle olmak zorundayız. Çünkü asketizm manastır hücrelerinden meslek yaşamına taşınınca ve dünyevi ahlaka egemen olmaya başlayınca, kendi açısından, çağdaş ekonomik düzenin teknik ve ekonomik varsayımları üzerine kurulu mekanik-makina üretimine bağlı büyük evrenin kurulmasına yardımcı oldu; bu evren bugün, bu mekanizma içine doğmuş olan bütün bireylerin yalnız doğrudan doğruya ekonomik kazanç ile ilişkili olanlarını değil yaşam biçimlerini büyük bir güçlülükle belirledi ve belirlemeye de devam edecektir."
"Dini asketizmin gücü, bir de bunun üstüne,
emrine ölçülü, bilinçli, olağanüstü çalışkan ve işe, tanı tarafından istenen yaşam amacı olarak bakan işçiler verdi"
Püritenler, meslek adamı olmayı istiyorlardı, bizse buna mecburuz. Çünkü çilecilik manastır hücrelerinden çıkıp çalışma hayatına sızarak, dünyevi ahlak anlayışı üzerinde hakimiyetini kurmaya başladığında, çağdaş ekonomik düzenin muhteşem evreninin inşasına destek oldu. Bu düzen artık makine tabanlı üretimin teknolojik ve ekonomik şartlarına mahkumdur ve bu mekanizmanın içine doğan, ister doğrudan para kazanma kaygısı taşısın ister taşımasın, tüm bireylerin yaşam tarzlarını karşı konulması mümkün olmayan bir kuvvet uygulayarak belirler ve muhtemelen son fosil yakıt yakılana kadar da belirlemeye devam edecektir. Baxter'a göre, dünyevi mal varlığına yönelik ilgi sadece "Her an bir kenara atılabilecek pelerin gibi azizlerin omuzlarında taşınmalıdır." Ancak kader, bu pelerinin demirden bir kafese dönüşmesine karar vermiştir.