Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Mehmet Akgün

Mehmet AkgünYunan Felsefesi ve Metinler yazarı
Yazar
9.0/10
1 Kişi
5
Okunma
2
Beğeni
717
Görüntülenme

Hakkında

1951 Köyceğiz doğumlu olan Mehmet Akgün 1964 yılında Toparlar Köyü İlkokulu’nda ilkokul eğitimini tamamlamış, 1967 yılında Köyceğiz Naip Hüseyin Ortaokulu’ndan mezun olduktan sonra, 1971 yılında Muğla Turgut Reis Lisesi’ni bitirmiştir. Daha sonra Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Felsefe Bölümünü kazanmış, 1976 yılında da lisans eğitimini tamamlamıştır. Meslek hayatına 1977’de Erzurum Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü’nde asistan olarak başlayan Mehmet Akgün, 1979’da Prof. Dr. Necati Öner’in danışmanlığında, “Tanzimat’tan Sonra Türkiye’de Türkçe Olarak Yayınlanan Telif ve Tercüme Felsefe Tarihleri” adlı, o dönemde yüksek lisans muadili olan doktora öncesi çalışmasını tamamlamıştır. Aynı yıl (1979) Erzurum Atatürk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsünde doktora eğitimine başlamış ve Prof. Dr. Necati Öner’in danışmanlığında hazırladığı “Materyalizmin Türkiye’ye Girişi ve İlk Etkileri” adlı tezini vererek 1983’de doktor unvanını almıştır. 1983-1987 yılları arasında Arş. Gör. Dr. olarak akademik hayatına devam eden Akgün 1987’de Yrd. Doç. Dr. olmuş, 1987’de doçentliğini almıştır. 1995 yılında Pamukkale Üniversitesi’ne geçmiş ve bu üniversitede Felsefe Bölümü’nü kurmuştur. 1998 yılında profesör olan Mehmet Akgün, emekli oluncaya kadar (2018) Pamukkale Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü’nün Bölüm Başkanlığı’nı yapmıştır. Bölümümüzün kurucu Bölüm Başkanı olan Mehmet Akgün akademik hayatı boyunca birçok Yüksek Lisans ve Doktora öğrencisi yetiştirmiştir. 2018 yılı itibariyle 5 kitap, 22 makale, 27 kitap bölümü, 2 ansiklopedi maddesi ve 11 bildiriye imza atan Mehmet Akgün bölüm başkanlığı, enstitü müdürlüğü, yönetim kurulu üyeliği, dekanlık gibi birçok idari görev üstlenmiştir.
Unvan:
Türk Yazar
Doğum:
1951

Okurlar

2 okur beğendi.
5 okur okudu.
9 okur okuyacak.
Reklam

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Heraklitos
Ona göre bu dünyadaki her şey evrensel yasaya göre olmaktadır. Ama insanların geneli bunun farkında bile değildir. Bu nedenle o, insanların bu anlayışsızlıkları karşısında, kendisinden kaldığı bildirilen bir fragmanda, "İnsanlar ebedi olan bu evrensel yasayı (logos), adını duymadan önce de duyar duymaz da kavrayamıyorlar. Her şey bu yasaya göre gerçekleştiği halde, her birini doğasına göre ayırıp açıklayarak ne olduklarını duyurduğum bu tür sözlerde ve eserlerde kendilerini denemeye kalkıştıkları zaman, sanki bunu sezmemişler gibi bir izlenim yaratıyorlar. Öteki insanlar ise uykuda ne yaptıklarını nasıl anımsamıyorlarsa, aynı şekilde uyanıkken de ne yaptıklarını bilmiyorlar." şeklinde şikayette bulunmaktadır. Anlaşıldığı kadarıyla onun asık şikayeti fikirlerinin insanlar tarafından idrak edilememesidir.
Sayfa 293 - Elis Yayınları - 1. BasımKitabı okudu
Herakleitos
Onun, "Bilgisizliği gizlemektense göz önüne koymak daha iyidir." sözü, bilmemenin ayıp olmadığı, bu nedenle bilmediğini bilip de öğrenmemenin ayıp olduğu şeklinde değerlendirilebilir.
Sayfa 310 - Elis Yayınları - 1. BasımKitabı okudu
Reklam
Herakleitos
Herakleitos'tan kalan fragmanlardan hareketle onun, bilginin kaynağı olarak hem akıla ve hem de duyumlara yer verdiği söylenebilir. O, bilgi kaynaklarından aklın verdiği bilgileri duyumların verdiği bilgilerden daha güvenilir bulmaktadır. Akılı ön planda tuttuğu fragmanlardan birinde o, "Düşünmek herkese ortaktır." demektedir. Bu ifadenin bir benzerinin 1596-1650 yılları arasında yaşayan Fransız filozofu Rene Descartes'ın, Metot Üzerine Konuşma isimli eserinde geçen, "... fakat bu, daha çok, asıl sağduyu ve akıl denilen iyi hüküm vermek ve doğruyu yanlıştan ayırt etme gücünün bütün insanlarda yaratılıştan eşit olduğunu gösterir;..." ifadesinde tekrarlandığını görmek mümkündür. Herakleitos da bu ifadesiyle biraz açılmış şekliyle Descartes'ın söylediğini söylemek istemiştir.
Sayfa 308 - Elis Yayınları - 1. BasımKitabı okudu
MÖ 6. Yüzyılda İran Felsefesi
Zerdüşt, her bir insanın hakikati kendi için keşfetmesi gerektiğini ısrarla savunur. Ona göre, insana gitmek istediği yolu seçmede mutlak özgürlük verilmiştir. Çünkü ona göre insan, iyiyi kötülükten ayırt etmesini sağlayan tanrının en değerli hediyesi olan akla sahiptir.
Sayfa 41 - Elis Yayınları - 1. BasımKitabı okudu
Henüz kayıt yok

Yorumlar ve İncelemeler

Tümünü Gör
Henüz kayıt yok