Mehmet Beşeri Gönderileri
Mehmet Beşeri kitaplarını, Mehmet Beşeri sözleri ve alıntılarını, Mehmet Beşeri yazarlarını, Mehmet Beşeri yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Mülkiyet hırsızlıktır." diyen Proudhonla, bir çuval un fazlalığını dahi "hırsızlık" sayan Neşet Ertaş'ın yaşam felsefeleri, insanlığın özgürlük ve kurtuluş reçetesinin ta kendisidir.
Sayfa 291Kitabı okudu
Mehmet Beşeri’den Kitap Önerileri
ATATÜRK (Nutuk), AHMED RIZA(Batı Politikasının Ahlaksızlığı), ARSLAN BULUT((Türklüğün Şifresi, Atatürk'ün Yol Haritası), ATTILA İLHAN (Hangi Batı, Batının Deli Gömleği), BANU AVAR (Zemberek), BEKİR ELÇİN (Onlar Savaşırken), BİLGE ORHUNLU(Mütareke Dönemi), CAZİM GÜRBÜZ (Atatürk, Ekonomi ve Milliyetçilik, Kartal Gözüyle Milliyetçilik, Atatürk
Sayfa 11
Önsöz
…
Tabii garibim ne bilsin, her taraftan kucak açıp kendisini bekleyenlerin neredeyse tamamının hep aynı merkeze bağlı elemanlar olduklarını? Aralarında danışıklı dövüş eylediklerini?
Verdiği oyların hep aynı partiye gittiğini; harcadığı paraların hep aynı kasaya girdiğini; döktüğü terlerin hep aynı havuza aktığını nereden bilsin, nasıl ayırt edebilsin?
Bunlar aralarında öyle bir kavga ediyor, birbirlerine öyle bir ana avrat dümdüz gidiyorlar ki, aralarında akrabalık, ortaklık, arkadaşlık, kardeşlik olabileceği şeytanın dahi aklına gelebilmez iken, benim saf, bön, çocuk, günlük çıkarının dışında uzağı görebilme yeteneğinden aciz insanımın aklına nasıl gelebilsin ki?
İşte ben bu kitabımda ele aldığım değişik konularla, İŞİN DOĞRUSU'nu sizlere anlatmaya çalışacağım.
Bir nebze becerebilirsem ne mutlu bana.
Sayfa 7
Şimdi de, bazı şeyleri "mızrak çuvala sığmadığı için" süngü gücü ile yapmak zorlaştığından dolayı, "demokratik yöntemlerle" yapmaktadırlar. Hedef yine aynıdır. Yani dün kan dökerek, şiddet kullanarak, kırmızı kırmızı yaptıklarını, şimdi sözüm ona "halk oyu, halk iradesi" kavramlarını kullanarak, bilinçsiz kitlelerin iptidai yönlerini okşayarak "turuncu turuncu" yapmaya çalışmaktadırlar.
Türkler Hristiyanlaştırılmadıkça ve tüm kurumları batılılaştırılmadıkça kurtuluş yoktur.
Bir ülke işgal edilsin, mühim değil. Bir ülke, yoksul olsun mühim değil. Bir ülke, doğal afetlerle yıkılıp harap olsun mühim değil. Şayet halkı arasında birlik ve beraberlik varsa, bunların hepsinin üstesinden gelir. Ama, halkı arasında birlik ve beraberlik yoksa, halkı parçalara bölünmüşse, millet birbirinin kuyusunu kazar duruma gelmişse, halkının bir kısmı "ilk fırsatta şunların tepesine çöküp, hakkından gelmek lâzım" anlayışını taşıyorsa, işte bu çok tehlikelidir. Bu durum kısa zamanda giderilmelidir. Şayet giderilmezse, en büyük tehlike kapıda
demektir.
Türkiye'nin güçsüz düşürülmesinin en önemli parçası olarak içerde mutlaka bir kardeş kavgası yaratılmalıydı. Zaten toplumda daha önce tohumları atılmış olan "Alevi- Sünni", "Sağ- Sol", "laik- dinci", "Türk-Kürt" gibi ayrışmalar filiz vermeye başlamıştı. Tek yapılacak iş, filizleri sulamaktı. Yalnız burada su değil kan ve dolar kullanılacaktı.
NATO'nun asıl kuruluş amacı nedir? Söyleyelim: Güçlü emperyalist ülkelerin, Dünyaya hakim olma mücadelelerinde, kendilerine yedek güç sağlamaları; aynı zamanda bu yedek güçleri kontrol etme imkanlarını ellerine geçirmeleridir.
Türk kadınlarının en büyük süsü Türk oluşlarıdır. Onlar süslenmek için elmas veya zümrüt takınmıyorlar, belki üzerlerinde taşıdıkları o taşları süslemiş ve kıymetlendirmiş oluyorlar.
Savaşın zevkini almak isteyen herkes Türklerle savaşmalıdır.
Türkler ölmeyi biliyorlar, hem de iyi biliyorlar. Ben de ölmeyi bilen bir milletin yenilmeyeceğini bilecek kadar tecrübeliyim.
Türkler öldürülebilir, lakin mağlup edilemezler.
Gerçek bir Türk ölümden korkmaz. Zalimden korkmaz. Mazlumu ezmez. Fakirin hakkını yemez.
Mesele açıkça ortadadır. İçerde keyif sürmek için, dışarıda ırza geçmek, kan dökmek, bomba yağdırmak gerekmektedir. Peki, tüm bunlar emperyalizmin yaşaması için yeterli midir?
MEZARINA GÜL BENDEN
Yaşam binbir acıyla devam edip gidiyor Birileri dost diye şahsını yadediyor
Sünepeler kendini kahraman addediyor
Ben ortada karışık bir kafa ve gözleyim Vurup vurup gidenin nesini özleyeyim
Bir değil, iki değil, üç, beş, on, onbeş sefer Darbeleri yedikçe, tükendi gözümde fer
Şu berbat kavgalardan çıkmasam da muzaffer
Dostlarım yitik sayın; farzedin ki öyleyim
Bu kadarı yetmez mi, daha ne söyleyeyim
Kelam, gözlem, anlayış yitirdi anlamını Kaldırıp atmak lazım tez günde encamını İstemem ne ruhunu ne de boş endamını Boşuna gayret etme ne gördüysen öyleyim Dua et ki tez günde hemen tökezleyeyim
Yoksa ruhum gelip de gövdenden öç alacak Sanma ki yaptıkların yanına kâr kalacak Değdi mi ha ne vardı bu kadar alçalacak Yetmez mi ki de bana, daha ne söyleyeyim Sen öl, ben mezarını güllerle süsleyeyim.
29-7-1995
Sayfa 32Kitabı okudu
