Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Mehmet Culum

Mehmet CulumAlaçatılı yazarı
Yazar
7.4/10
20 Kişi
58
Okunma
1
Beğeni
1.404
Görüntülenme

Hakkında

1948 yılında Çeşme-Ilıca’da doğdu. İlköğrenimini Çeşme’de, orta öğrenimini 1959–66 yılları arasında Bornova Anadolu Lisesi’nin İzmir Maarif Koleji olduğu dönemde tamamladı. A.Ü. Siyasal Bilgiler Fakültesi’nin İşletme Bölümü’nden 1971 yılında mezun oldu. ABD ve Hollanda’da mesleğiyle ilgili çeşitli işlerde çalıştı. Askerlik görevini 125. Dönem yedek subayı olarak yerine getirirken, çıkan Kıbrıs Barış Harekâtı’na katıldı ve devletçe ‘gazi’ unvanı ile onurlandırıldı. İş yaşamına İzmir’de bir bilgisayar firmasında uzman olarak başladı. Yurt içinde ve dışında çeşitli mesleki kurs ve seminerlere katıldı. Ege Bölgesi’nin büyük firmaları için özel olarak ‘İşletmecilikte Bilgisayar Kullanımı’ ile ilgili idari ve teknik seminerler düzenledi. Bir Amerikan firmasıyla ‘İş ve Zaman Etütleri’ ve ‘Verimlilik Geliştirme’ çalışmalarında bulundu. Bir süre serbest bilgisayar danışmanlığı yaptı. 1982 yılında eşiyle birlikte Çeşme’de turistik antikacılığa başladı ve emekli oluncaya kadar bu işini sürdürdü. Emekli olduğunda Alaçatı’ya yerleşti ve yörenin sözlü tarihiyle ilgili araştırmalar yapmaya başladı. Bu çalışmalarının sonucunda ilk romanı AZAB AĞA 2004 Nisan’da Bulut Yayınları, ikinci romanı ALAÇATILI 2006 Haziran'da April Yayıncılık, son romanı Kalenin Gölgesinde ÇEŞME 2009 Nisan'da Etki Yayınevi tarafından okuyucuya sunuldu. BALEV Eğitim Vakfı tarafından ‘Beyaz Yorum’la ödüllendirilen Culum’un Ulu Önder Atatürk’ün Çeşme’ye gelişiyle ve Çeşme’nin sözlü tarihiyle ilgili yazıları çeşitli araştırmalarda kaynak olarak kullanılmakta olup, halen Kıbrıs Barış Harekâtı öyküsünü de içeren yeni romanı üzerindeki çalışmaları sürmekte. İngilizce, Hollandaca ve Almanca bilen, seyahat etmek, fotoğraf çekmek ve sağlıklı yaşam sporları yapmaktan hoşlanan Culum, Hollandalı Jeanne (Jan) ile evli ve iki çocuk, iki torun sahibi.
Unvan:
Türk Antikacı, Araştırmacı Yazar
Doğum:
Çeşme-Ilıca, İzmir, Türkiye, 1948

Okurlar

1 okur beğendi.
58 okur okudu.
12 okur okuyacak.
1 okur yarım bıraktı.
Reklam

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Alaçatı'da yeni yaşam
Kazandıkları her meteliğe bin düğüm atarak en az masrafla yaşamaya çalışıyorlardı.
Sayfa 55 - Sokak Yayın GrubuKitabı okudu
1900'lerin başına gelindiğinde Alaçatı, belediye başkanı da dâhil olmak üzere nüfusunun tamamı Rum olan bir Osmanlı Devleti beldesiydi.
Reklam
Mısır'dan gelerek Alaçatı' ya yerlesen Haci Memış Ağa'nın çiftliklerinde çalıştırılmak üzere 1800'lerin başlarında getirtilen ilk gruplardan sonra, yeniden Rumlar’ın akın akın Alaçatı' ya göç etmeleri 1839 Tanzimat Fermanı’ndan çok, 1856 Islahat Fermanı’yla başladı. Çünkü padişah Abdülmecit, Büyük Devletlerin baskısı sonucu ilan ettiği bu fermanla, Osmanlı imparatorluğu toprakları üzerinde yaşayan Hristiyanlara öylesine geniş haklar tanınmıştı ki Ege Adalarında yoksulluk içinde yaşayan ve balıkçılıktan başka geçim kaynağı olmayan Rumlar daha refah içinde yasayabileceklerini düşündükleri Batı Anadolu kentlerine göç etmekte hiçbir sakınca görmemişlerdi. Hatta dört beş yıl süren uzun askerlik yükümlülüğünden bağışlanmış olduklarından, Türklere kıyasla daha üstün duruma geldiler ve zamanla Batı Anadolu kentlerinin ticaretini ele geçirdiler. Türkler yıllar süren kanlı savaşlarda bin bir güçlükle yetişen genç kuşak evlatlarını vatan uğuruna yitirirken, hayranlık uyandıran bir dayanışma içine giren Rumlar güçlenip zenginleştiler.
"Türkler artık pes etti oğlum,bize karşı tehdit oluşturamazlar.Ordumuz Anadolu'nun içlerinde yüzlerce kilometre ilerledi.Ingilizler İstanbul'u teslim aldılar.Padişah sarayında hapis hayatı yaşıyor.Artık bir noktada durup, ülkemizin gücünü aşan yıkıcı seferberliğe son vermek gerekir" "Haberin var mı bilmiyorum, baba ama Türkler Ankara'da toplanmaya çalışıyorlarmış."Kemal diye biri geçmiş başlarına.Ordumuz Ankara'yı almadan, Kemal'i ortadan kaldırmadan ilerlememiz duramazmış.Bize gelen bilgiler bunlar."
Sayfa 230Kitabı okudu
Berlin Antlaşması’nın, Osmanlı Devleti için ağır maddelerinden ikisi de, Balkanlarda Sırbistan ve Karadağ Prensliklerini bağımsız devletler olarak tanımasıydı. Topraklarına, Adriyatik Denizi'ne açılan limanların da katıldığı küçük Karadağ, zamanla Balkanlar’ın en fanatik-milliyetçi ülkesi durumuna gelip, 1912 Balkan Savaşı’nda Osmanlı Devleti'ne şavaş ilan eden ilk ülke oldu.
Henüz kayıt yok

Yorumlar ve İncelemeler

Tümünü Gör
Reklam
507 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
Konusu biraz ütopik, hayal dünyası içinde yazılmış. Sabatayistler gibi bir yaşam biçimi, yazar Türk demiş. Bilemiyorum etliye sütlüye dokunmayan her işten bir şekilde çıkış yolu bulmuşlar. Hep erken ve beklenmedik ölümler olmuş. Yunanlıların yaptıklarını bilmesek yunanlıları övüyor derdim. Tabiki içlerinde iyi ve vefalı insanlar vardır. Bu yadsınamaz. Rumların yaptıkları ve yunanlıların giderken yaptıklarını üstün körü geçmiş. Okunabilir, akıcı ve Sürükleyici...
Azab Ağa
Azab AğaMehmet Culum · Bulut Yayınları · 200411 okunma
507 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
15 günde okudu
Çok keyifle okunan bir Ege hikayesi. 1. Dünya Savaşı öncesi Yunanistan'daki Türklerin durumunu ve milli mücadele döneminde ise İzmir'in durumunu çok güzel özetlemiş. Gerçek bir hikaye olmasından dolayı o dönemin ruhunu gayet iyi yaşayabiliyorsunuz.
Azab Ağa
Azab AğaMehmet Culum · Bulut Yayınları · 200411 okunma
507 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
sadece bir Ege hikayesi değil
Dolu dolu bir kitap. tarihi olayları içeren gerçek hayat öykülerini sevenler çok beğenecektir.kitapta beni en çok etkileyen iki şey aile bireylerinin tümünün ani vefat etmeleri ve yazarın deyimiyle "hesaplanamaz" zenginliği tüketmeleri oldu.
Azab Ağa
Azab AğaMehmet Culum · Bulut Yayınları · 200411 okunma