Mehmet Dilbaz

Kaybolan Tarihin Peşinde yazarı
Yazar
8.9/10
28 Kişi
79
Okunma
13
Beğeni
1.677
Görüntülenme

Mehmet Dilbaz Gönderileri

Mehmet Dilbaz kitaplarını, Mehmet Dilbaz sözleri ve alıntılarını, Mehmet Dilbaz yazarlarını, Mehmet Dilbaz yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
200 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
7 günde okudu
"Tarihi eserlerini kaybetmiş bir şehir, anılarını kaybetmiş bir adam gibidir." Bu eserde ecdadımızdan yadigâr kalan yapıların kentleşme ve modernleşme adı altında nasıl yok edildiği anlatılıyor. Fakat yazar bu yıkımları çoğunlukla tek bir kişiye yüklemiş halbuki tek parti iktidarının dini yapılarımıza ve değerlerimize karşı yürüttüğü sistematik yıkım politikaları bu esere dahil edilmeliydi. Hatta öyle bir politika ki İslâm düşmanlığı politikası desek daha doğru olur. Kitabın içeriğinin ise resim ve fotoğraf ile desteklenmiş olması oldukça güzel. O tarihi yapılara bakmak bile hem geçmişe götürüyor hem de o anı yaşatıyor. Kitabı okudukça yitip giden o güzel yapılara acımamak ve hiç umursamadan kabristanların üzerine inşa edilen yapılardan ve bu yapıları yıkan insanlardan nefret etmemek elde değil. Bir insan kendi tarihine ve kendi öz değerlerine neden düşman olur? Üstelik ecdadımızdan bize emanet olduğunu bile bile...
Kaybolan Tarihin Peşinde
Kaybolan Tarihin PeşindeMehmet Dilbaz · Timaş Yayınları · 201979 okunma
Rumeli Hisarı Kaleiçi Mahallesi
*ÜÇ YÜZ YILLIK MAHALLENİN YOK OLUŞU* Babası II. Murad'ın vefatından sonra ikinci kez tahta geçen genç Padişah Fatih Sultan Mehmed'in artık tek hedefi vardı: Konstantinopolis'i fethetmek... Bu amaç uğruna başkent Edirne'de uzun süreli hazırlıklara girişen Sultan Mehmed, şehre Karadeniz tarafından girebilecek yardımlara engel
Sayfa 146Kitabı okudu
Reklam
Lykos (Bayrampaşa) Deresi
Derenin geçtiği alan, şehrin tek akarsuyunu barındırması nedeniyle Bizans ve Osmanlı dönemlerinde bahçecilik yapılan, etrafında büyük meyve bahçelerinin bulunduğu bir yerdi. Özellikle Osmanlı döneminde günümüzdeki Bayrampaşa semtinin bulunduğu yerde yetiştirilen enginar, tüm şehirde Bayrampaşa Enginarı diye ünlenmişti... Adnan Menderes'in başbakanlığı döneminde, İstanbul'u yeniden imar etme adına başlatılan çalışmalar için Henri Prost'a hazırlatılan planlar ortaya konulmuştu. Bu planlara göre Vatan Caddesi ve Millet Caddesi isimli iki büyük bulvarın açılarak şehre modern bir hava verilmesi amaçlanıyordu. "Yol=medeniyet" olarak görülüyordu ve bu bakış açısına engel olarak görülen ne varsa yok edilmesine bir mani yoktu. Plan çerçevesinde Lykos Deresi kurutuldu ve Vatan Caddesi'nin inşasına başlandı.
Sayfa 102Kitabı okudu
Kasımpaşa mevlevihanesi
*ŞEHRİN ÜÇÜNCÜ BÜYÜK MEVLEVİHANESİNİN BİR SEFALET YUVASINA DÖNÜŞÜ* İstanbul'un en büyük üçüncü mevlevihanesi idi... Tekkelerin 1925 yılında kapatılmasından sonra semahane kısmı Kasımpaşa Güreş Kulübüne tahsis edilmişti, diğer kısımları ise ilkokul yapılmıştı... Yapıdan günümüze harabe hâlinde bir kapı, birkaç kırık mezar taşı ulaşmıştır.
Toplu taşımada ileriden geriye doğru.
(...) Şehrin nüfusunun henüz milyonlara ulaşmadığı yıllarda tramvaylar hem ulaşım hem de eğlence için kullanılır ve İstanbul'u narin bir gelin çiçeği gibi süslerdi. Menderes dönemi ile başlayan imar hareketleriyle, başta İstanbul olmak üzere Türkiye'deki tüm raylı sistemler ikinci plana atılır. Marshall Yardımları kapsamında ülkeye akın akın "petrol" kullanan arabalar gelmeye başlar. Bu araçların rahatlıkla gidebilmesi için yeni yolların inşası gereklidir. Şehirde büyük bulvarlar açılır; geniş istimlakler yapılır. Tüm bu yol yapım çalışmaları ve yenileme faaliyetleri sebebiyle, İstanbul'a döşenen tramvay hatları yavaş yavaş sökülür ve bir kenarda çürümeye terk edilir. Avrupa'nın şehir içi ulaşımda raylı sistemlerin ehemmiyetini kavradığı ve yeni metro-tramvay hatları inşa ettiği dönemlerde bizler, maalesef ki İstanbul'a döşenmiş tramvay hatlarını sökmekle meşgul idik. 1956 yılında, Avrupa yakasındaki tüm tramvayların köprüden geçişi yasaklanır! Halkı yıllarca taşıyan fakat artık düşmanca muamele gören bu araçlar, yerini dev otomobillere bırakır. Devir "otomobil" devridir ve iktidar da artık demiryolu değil karayolu sevmektedir. Parça parça sökülme sırası nihayet "Üsküdar-Kısıklı" hattına gelir... 11 Kasım 1966 günü Millet Bahçesi önünden son yolcularını alan tramvay, en verimli olması gereken zamanda böylece ömrünü tamamlamış olur.
Sayfa 194Kitabı okudu
Tophane Kışlası - Neden yıktırıldığını yıktıranlar bile bilmiyordu.
İstanbul'un Galata bölgesindeki Tophane semti, adını Fatih Sultan Mehmet'in şehri fethinden hemen sonra bu bölgede yaptırdığı top dökümhanelerinden alır. Fütuhat döneminde kuşatma ve meydan savaşlarında kullanılan bu dökümhaneler gelişerek büyümüş ve burası Osmanlı İmparatorluğu'nun en büyük sanayi tesisi haline gelmişti. Kanuni Sultan Süleyman döneminde buradaki dökümhaneler ordunun ihtiyacını bütünüyle karşılayamaz hale gelince Belgrad ve Budin'de de tophaneler kurulmuştu. Fakat İstanbul Tophanesi daima tophanelerin en büyüğü olarak kalmış ve dünyanın en gelişmiş savaş sanayisinin üretildiği bir üst merkez haline gelmişti. (...) Osmanlı savaş sanayisinin bu önemli tesisleri 1834 yılında kurulan Tophane Müşirliğine bağlanmıştı ve bölgeye bir de harp okulu kurulmuştu. Sultan Abdülaziz ve Sultan II. Abdülhamit Han dönemlerinde gelişimini sürdüren Tophane bölgesindeki tesisler, ilerleyen yıllarda Zeytinburnu'nda açılan modern tophane binası ile top döküm işlevinden uzaklaşmıştı. Tophane Kışlası ise zamanla bir eğitim kurumuna dönüşmüştü. Cumhuriyet döneminde Tophane Sanat Mektebi olarak kullanılan Tophane Kışlası, sağlam görüntüsü ile dikkat çekiyordu. Şehirde büyük caddeler ve bulvarlar açma temayülü, Menderes Hükümeti döneminde Karaköy-Beşiktaş güzergahında büyük yıkımların planlanmasına neden olmuştu. Tophane Kışlası, fotoğraflarından da anlaşılacağı üzere yol yapımına hiçbir engel teşkil etmemesine rağmen, Henri Prost Planı çerçevesinde alınan bir kararla yıktırıldı. Böylece Tophane semti, maalesef ki Osmanlı mirası olan kıymetli bir eserini daha kaybetmiş oldu...
Sayfa 188Kitabı okudu
Reklam
49 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.