Mehmet Halife sözleri ve alıntılarını, Mehmet Halife kitap alıntılarını, Mehmet Halife en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bu Kalp akçeyi ne yapalım?
Biz bunca yıl Girit'te toprak döşenip, taşı yastık yapıp gece gündüz sınır bekliyoruz. Bize böyle kalp akçe vermek insaf mıdır?
1 - Abaza Hasan Paşa
2 - Tayyaroğlu Vezir Ahmet Paşa
3 - Vezir Sarı Kenan Paşa
4 - Ali Mirza Paşa
5 - Deli Ferhat Paşa
6 - Oğlu Yahya Bey
7 - Tayyaroğlu Kardeş Mustafa Paşa
8 - 9 Kahya ve oğlu
10 - 13, Hadım kardaşı Hasan ağa ve üç oğlu
14 - Abaza Hasan'ın kahyası Kefeli Ali Ağa
15 - Kapıcılar Kethüdası Mahmut Ağa
16 - Abaza Hasan'ın
Sadrazam urgana yapışıp kendisi de top çekiyordu.
Böyle yapınca onu gören herkes de gayrete gelip top çekmek zorunluluğunu duymuştur.
Bir baş hareket edince ayakta elbette ona uyar.
Bu Kalp akçeyi ne yapalım?
Biz bunca yıl Girit'te toprak döşenip, taşı yastık yapıp gece gündüz sınır bekliyoruz. Bize böyle kalp akçe vermek insaf mıdır?
Ayrıca kafir askerlerinden bir hayli esir alınmıştı.
Bunlar her menzilde zincire vurulup padişahın huzuruna getirdiler.
O canlarına susamış aman kabul etmezler kılıç yasasına tabi tutuldular ve şark şark kırıldılar.
Her menzilde kırılan toplam kafir sayısı yedi bini buldu.
Hristiyanların ata binmesini de yasakladı. Keşki bir düzeye böyle kalaydı.
Yahudi ve Hristiyan kadınlarına Müslüman kadınlarının giydiği giysi ve takyeleri geymeleri yasak edilseydi, çok hoş olurdu.
İki bin yedi yüz adam-insan, yüz yirmi saray, yüz'den fazla depo, üç yüz altmış cami, ünlü ve tanınmış kırk hamam, buna göre de medrese, mescit, hankâh ve han yanıp kül olmuştu.
Bilinmeyip yok olan şeylerin hesabı yoktur.
... sapkınlar ülkesine saldırıp yüz binden fazla bakire kız, tüysüz oğlan, cariye ve Kazak eserleriyle dönmüşlerdi.
Her bir çadırda iki, üç, hatta yirmişer esir almış kimseler sayısızdı.
Veziriazan hazretleri ilk baş getirene elli altın ihsan etti.
İkinciye elli kuruş, üçüncüye kırk beş kuruş, sonrakilere kırk, otuz, yirmi beşer, onar, beşer kuruş ihsan etti.
Herkese diri getirdikleri kafirlerin ortak önünde boyunlarını vurmaları ve kesilen başların birer kulağını kesip getirmeleri emredildi.
Herkes emrolunduğu üzere birer kulak getirdi.
Beş yüz yirmi kulak sayıldı.
Beş kuruşu beğenmeyenler tuttukları kâfirin boynunu vurdu.
Top tüfek yarası alarak ölmüş bulunan binlerce kişiyi gömecek yer bulunmadığından kalenin içerisi baştan aşağı leş ile dolmuştu.
Daha sonra sözü edilen leşlerden kale temizlendi. Bunlar börtü böcek için tam bir ziyafet oldu.
Kurtlar, kuşlar vahşi hayvanlar doğuruldu.
İsmail Paşa, Hasan Paşa /Abaza'ya katılmış ne kadar Sarıca, Sekban ele geçirdi ise hepsini öldürdükten başka çoluk çocuklarını da yok etti.
Mallarını mülklerini satıp devlete gelir kaydetti.
Anadolu'yu o derece kalburdan geçirdi ki eşkıya namına kimse kalmadı.
Bu Kalp akçeyi ne yapalım?
Biz bunca yıl Girit'te toprak döşenip, taşı yastık yapıp gece gündüz sınır bekliyoruz. Bize böyle kalp akçe vermek insaf mıdır?
"Padişah bir olur. Şimdi ise İstanbul'da beş padişah var.
Bunların zulümlerine, insafsızlıklarına dayanmak gücümüz yoktur." diye bir kez daha bağırdılar.
Bu feryatlardan sonra padişah veziri içeriye istedi.
Vezir gelen adama Mühr-ü Şerif'i verip kendisi gitmedi.
Üç yüz ünlü kafir hapsedildi.
İleri gelen kâfirlerden otuzu Muhzır başı'ya (mübaşir) teslim edildi. Bunlardan biri "Onbeş kese altın ve elli esir vereyim beni salıveriniz." dedi.
Buna asla değer verilmeyip boynu vuruldu.