Mehmet İzzet

Milliyet Nazariyeleri ve Milli Hayat author
Author
Translator
0.0/10
0 People
3
Reads
5
Likes
1,065
Views

Mehmet İzzet Quotes

You can find Mehmet İzzet quotes, Mehmet İzzet book quotes, the most impressive sentences and paragraphs on 1000Kitap.
1929 senesi ortalarında, hasta hâline rağmen, Dârülfünun'da üç ay daha ders verir ve dâimâ metânetle karşıladığı ölüm yakasına yapıştığı anda bile son sözü: "Ben derse gidiyorum!..." olur.
Voltaire diyor ki: "İlim dünyanın malıdır, fakat ilim adamının vatanı vardır."
Sayfa 367Kitabı okudu
Reklam
Dünün insanına nazaran daha talihsiz bulduğumuz bugünün insanı farkında olsa da, istese de istemese de dâimî bir arayış içresindedir. Hatta neyi aradığını bilmese bile, aradığına ısrarla devam etmektedir. Birgün kavuşabilmek, bulabilmek ümidiyle... İnsanoğlu rüzgâra kapılmış hazan yaprağına döndü; sağa sola savrulmakta, taşa duvara çarpmakta;, tedirgin, güvensiz ve kararsız kalmaktadır. Makinayı elinde oyuncak yapmışken, nereden estiğini tâyin edemediği bu rüzgâra "Dur!" diyememekte, arkasına bakmadan bir sığınak aramakta, tesellî verici bir kapı bulamamaktadır. Asrın icabı olam vurdumduymazlıkla zavallılığını, çâresizliğini örtmeye gayret etmekte, mesut görünmeye çalışmakta ise de sık sık vukū bulan ve sermâyesi insan olan patlamalarda harcanmakta, zayiat vermektedir. Bu bir realite iken, demek kendini kandırmaktaki ustalığını henüz yitirmemiş olacak ki, binlerce kurban verdikten sonra yine buhran deyip işin içinden çıkmak çabasındadır. Ama bu felâketleri sırıtarak karşılama çabası da boşa çıkıyor artık; mızrak çuvala sığmıyor.
Makedonya'daki harpler esnâsında köylüler Bulgar orduları gelince isimlerinin sonunu Bulgar tarzında "of" ile, Sırp orduları gelince Sırp tarzında "viç" ile nihâyetlendiriyorlardı. Bugün "Popof" olan yarın "Popoviç" olurdu. Bu adamları isimlerini değiştirmeğe sevk eden menfaat, hayatını muhâfaza etmek ve düşmanın insafsızlığına karşı kendi korumak gibi esaslı bir menfaat bile olsa, yine silâh tazyîki altında bulunan irâdenin milliyeti ifâde etmeyeceğini uzun uzadıya isbata hâcet yoktur.
Yok, eğer bu buhran denilen menhus illet, öyle parayla-pulla, karnı doyurup refah içinde yaşamakla atlatılamıyorsa onu madde âleminde teşhis ve tedâviye kalkışmak ne boş gayrettir? Henüz cesâretini tüketmediyse, insanlık için tek yol vardır: Korkmadan, utanmadan itiraf. Hep ayıp değil ki kendi kendine hakîtatî tespit ile ilân. Evet, insanoğlu arayışını neticelendirmeyi, buhranına son vermeyi istiyorsa, çırpınmayı bırakıp "Ben, Âdemoğlu, maddeyi elimde oyuncak yaptım, ona hükmettim. Büyüdükçe büyüdüm, dünyaya sığmaz oldum. Lâkin bu kudretim arttıkça bir yanım eksilmiş. Şimdi bu eksikliği had derecede duyuyorum. Kudretimin zirvesinde yıkılmak, yok olmak üzereyim. Karnım tok, açım; sırtım kavi, titriyorum. Ne oldum, nasıl oldum bilmiyorum. Kurtarıcı bir huzura muhtacım." diyebilmeli.
İzzet Bey ebedî yolculuğa kavuşurken söylediği söz: "Ben derse gidiyorum" olmuştur.
Sayfa 242Kitabı okudu
Reklam
12 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.